Türkiye’nin Muhteşem 19 UNESCO Dünya Mirası
İşte seyahatlerinize ilham verecek, Türkiye’nin birbirinden güzel 19 UNESCO Dünya Mirası…
Türkiye, kültürel miras konusunda dünyanın en şanslı ülkelerinden biri. Tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapan ülkemizin dört bir yanında insanlık tarihi ile yaşıt medeniyetlerin izlerini görmek mümkün. İnsanlığın ortak mirası olan ve evrensel değerlere sahip çıkmayı hedefleyen Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO‘nun Dünya Mirası Listesi’nde, Dünya Miras Alanı olarak ilan edilen 1.154 miras yer alıyor. Bunlardan 897’si kültürel, 218’i doğal ve 39’u karma (doğal ve kültürel) miraslar. Türkiye’nin bu listede 17’si kültürel, 2’si karma olmak üzere toplam 19 miras alanı bulunuyor.
1985 yılında Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, İstanbul’un Tarihi Alanları, Göreme Milli Parkı ve Kapadokya ile UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne girmeye hak kazanan Türkiye; Aphrodisias ve Göbeklitepe’nin ardından 2021 yılında Arslantepe Höyüğü’nün de listedeki yerini alması ile varlıklarının sayısını 18’den 19’a çıkarttı ve en çok doğal ve kültürel mirasa sahip 20 ülke içerisinde 16’ncı sıraya yükseldi.
1. Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası (Sivas) 1985
Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, Türkiye’nin UNESCO Dünya Kültürel Mirası Listesi’ndeki en eski mirası. Anadolu taş işçiliğinin en mükemmel örneklerinden biri olarak kabul edilen yapı Sivas’ın Divriği ilçesinde yer alıyor. Mengücek Hükümdarı Ahmet Şah ve eşi Turan Melek tarafından Mimar Ahlatlı Hürremşah’a yaptırılan Divriği Ulu Camii ve Darüşşifa mimarlık tarihinin başyapıtları arasında bulunuyor.
2. İstanbul’un Tarihi Alanları (İstanbul) 1985
Binlerce yıllık tarihi, birçok uygarlığa ev sahipliği yapması, savaşlara, buluşlara, dönüm noktalarına şahit olması bu şehrin değerini anlatmaya yetersiz kılıyor. İstanbul Tarihi Yarımada barındırdığı mimari, dini ve kültürel değerlerle UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Hipodrom, Ayasofya, Aya İrini, Küçük Ayasofya Camisi ve Topkapı Sarayı’nı içine alan “Arkeolojik Park”, Süleymaniye Camisi ve çevresini içine alan “Süleymaniye Koruma Alanı”, Zeyrek Camisi ve çevresini içine alan “Zeyrek Koruma Alanı” ve “Tarihi Surlar Koruma Alanı” ile listede.
3. Göreme Millî Parkı ve Kapadokya (Nevşehir) 1985
Kalkolitik döneme kadar uzanan insan izleriyle uzun yıllardır yaşamın olduğu Kapadokya, Erciyes Dağı ve Hasan Dağı’ndan püsküren lavların zaman içerisinde erozyona uğramasıyla bugünkü doğaüstü manzaraya kavuştu. Ürgüp ve Göreme çevresinde sıkça görülen, dirençli kayaların, altlarındaki daha dayanıksız tabakayı suyun aşındırmasına karşı korumasıyla oluşan Peribacaları gerçek ile rüya arasında bir his uyandırıyor. Doğal oluşumları ve peri bacalarıyla dünya çapında üne sahip olan bölge, 7 – 13. Yüzyıl aralığında baskılardan kaçan Hristiyanların sığınağı olmuş ve dini bir merkez haline gelmiş. Kayalıkları oyarak yaratılan farklı mekanlar bugün tarihin birçok sayfasına ışık tutuyor.
4. Hattuşa: Hitit Başkenti (Çorum) 1986
Bin Tanrılı ülke olarak da anılan Hititler devletinin sosyal yaşamı, inanışları ve yönetim biçimlerini yansıta Hattuşa , Hitit kültürünün merkezi başkentiydi. Anadolu’nun en önemli arkeolojik alanlarından biri olan Hattuşa’da ortaya çıkan kalıntıların birçoğu M.Ö 13. yüzyıldaki yeniden yapılanma dönemine ait. Tarihin ilk yazılı anlaşması olarak bilinen Kades Anlaşması’nın da yapıldığı şehirde aslanlı kapılar, sur duvarları, 30’dan fazla tapınak, kraliyet konutları ve sokakları tüm heybetiyle ayakta.
5. Nemrut Dağı (Adıyaman) 1987
Dünyanın sekiz harikasından biri olarak gösterilen Nemrut Dağı sadece eserleriyle değil eşsiz gündoğumu ve günbatımı manzaraları ve yaydığı enerjisiyle UNESCO listesinin benzersiz ve nadide bir üyesi. Deniz seviyesinden 2 bin 150 metre yükseklikte yer alan Nemrut Dağı, Adıyaman’ın kuzeyinde Kahta ilçesinde yer alıyor. Gün batımı ve gün batımı manzarası, Tümülüsleri ve muazzam güzellikteki heykelleriyle Kommagene Krallığı’nın tüm heybetini gözler önüne seren Nemrut Dağı, tüm kültürleri buluşturmak isteyen Kommagene Kralı I. Antiochos’un başka kültür tanrılarını bir araya getiren heykelleri ve kabartmalarıyla göz kamaştırıcı.
6. Hierapolis-Pamukkale (Denizli) 1988
Beyaz travertenleri ile benzersiz bir görünüme sahip olan Pamukkale Hierapolis Milli Parkı, Ege bölgesinde yer alan Menderes Nehri vadisinde bulunur. Helenistik ve erken Hristiyanlığın dönemlerinden kalıntılar barındıran bölge, dünyanın en ilginç manzaralarına tanık olabileceğiniz yerlerden.
7. Xanthos-Letoon (Antalya-Muğla) 1988
Tarihi değerleri ve organik bağlarıyla UNESCO Dünya Mirası listesine birlikte dâhil edilen Xanthos Antik Kenti Muğla’nın Fethiye ilçesinde, Letoon Antik Kenti ise Antalya’nın Kaş ilçesi sınırlarında yer alıyor. Bu iki antik kent arasında ise 5 km mesafe bulunuyor. Xanthos Antik Kenti, Lykia bölgesinin önemli din ve yönetim merkezlerinden biri olmuş; Helen, Pers, Roma, Bizans gibi farklı uygarlıkların izlerini taşımış. Letoon Antik Kenti ise Xanthos’un kutsal alanı olarak birçok tapınak kalıntısını barındırıyor.
8. Safranbolu Şehri (Karabük) 1994
Karabük şehrinin kuzeyinde yer alan ve 1950’lerde Anadolu’da gerçekleşen modern şehirleşmeden etkilenmeyen Safranbolu, ahşap evleri ve anıtsal yapılarıyla meşhur olan bir bölge. Tüm hızlı şehirleşme tehdidine rağmen kültürel dokusunu korumayı başaran Safranbolu 18. Yüzyılda Asya ve Avrupa arasındaki ticaretin de vazgeçilmez duraklarından biri olmuştur. Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı hakimiyetlerine giren şehrin merkezi Batı Karadeniz’in geleneksel kent dokusunu yansıtıyor. Geleneksel ahşap evleri ve anıtsal yapılarıyla yaşayan bir değer.
9. Truva Arkeolojik Alanı (Çanakkale) 1998
Homeros’un İlyada ve Odysseia destanına konu olan Truva Savaşı’nın gerçekleştiği antik kent, Çanakkale’de yer alan “Hisarlık Tepesi”nde bulunur. Dünyanın en ünlü antik şehirlerinden biri olan Troia; Asya ve Avrupa kıtaları arasındaki konumu, Ege ve Akdeniz arasındaki stratejik lokasyonu ile tarihte pek çok uygarlığın ticari ve kültürel bağlantıları açısından çok önemli bir role sahiptir.
10. Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi (Edirne) 2011
Osmanlı Dönemi mimarisinin doruk noktası olarak kabul edilen Selimiye Camii ve Külliyesi, dünyanın en görkemli yapılarından biri. Osmanlı padişahı II. Selim tarafından yaptırılan cami, Mimar Sinan’ın ustalık dönemi eseri olarak tarihe geçmiş. Teknik acısan kusursuz olması, estetik değerleriyle sadece Türkiye’nin değil, dünya mimarlık tarihinin de önemli yapıtları arasında yer alıyor.
11. Çatalhöyük Neolitik Alanı (Konya) 2012
İnsanlığın yerleşik yaşama geçiş süreci ve tarımla tanıştığı döneme ait izleriyle hayranlık uyandıran Çatalhöyük Neolitik Alanı, Konya’nın Çumra ilçesi sınırlarında yer alıyor. İnsanoğlunun geçmişine ışık tutan çok değerli bir arkeolojik alan olarak kabul edilen Çatalhöyük, dönemin benzersiz kalıntılarına ev sahipliği yapması nedeniyle büyük bir öneme sahip.
12. Bursa ve Cumalıkızık: Osmanlı İmparatorluğunun Doğuşu (Bursa) 2014
Osmanlı’nın erken dönemine ait mimari örneklerini günümüze taşımayı başaran Cumalıkızık, 700 yıllık köklü bir geçmişe sahip. Geleneksel Osmanlı mimarisi ve sivil mimarinin özgün örneklerini barındıran Cumalıkızık, Osmanlı’nın ilk başkenti Bursa’nın öncü güçlerinden biriydi.
13. Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı (İzmir) 2014
Helenistik, Roma, Doğu Roma ve Osmanlı dönemlerine ait katmanları barındıran muazzam bir antik alan olan Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı. Alan Pergamon (çok katmanlı kent), Kibele Kutsal Alanı, İlyas Tepe, Yığma Tepe, ikili, Tavşan Tepe, X Tepe, A Tepe ve Maltepe Tümülüsleri ile birlikte toplam 9 bileşenden oluşuyor. Helenistik ve Roma dönemlerine ait kültürel peyzaj değerleri; Roma ve Doğu Roma dönemlerine ait katmanlar üzerine yayılan Osmanlı Dönemi yapıları ile bir tarih yolculuğu adeta.
14. Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzajı (Diyarbakır) 2015
Dünyanın en sağlam ve eski yapılarından biri sayılan Diyarbakır Kalesi ve Surları tarih boyunca birçok türkü ve efsaneye konu olmuş. Tarihi M.Ö 3000’lere dayanan Diyarbakır Kalesi; önemli bir savunma yapısı olmanın yanı sıra içinde barındırdığı Helen, Latin, Süryani, Ermeni ve Arap dillerindeki yazıtları ile Anadolu’da iç içe geçmiş uygarlıkları belgeleyen üstün evrensel değerlere sahip bir kültürel varlığı. 8 bin yıllık köklü bir tarihi olan Hevsel Bahçeleri ise bu uzun ömründe 30’dan fazla uygarlık görmüş ve her birinden izler taşıyor.
15. Efes (İzmir) 2015
Dünyanın yedi harikasından biri olan Artemis Tapınağı ve asırlardır dini merkez işlevi gören Meryem Ana Evi’ne ev sahipliği yapan Efes Antik Kenti, Anadolu uygarlıklarının çeşitliliğini yansıtırken, yıllara da meydan okumayı ihmal etmiyor. Dünya üzerinde kazılan en büyük Grekoromen şehir olma özelliğini taşıyan Efes, küçük Asya olarak adlandırılmış ve Anadolu eyaletinin de başkenti olmuş. Yunan medeniyeti ve ardından Roma medeniyeti kontrolünde olan antik kent bu iki zengin medeniyetin mimari ve kültürel izleriyle donatılmış. Dini, ticari, kültürel ve sanatsal olarak döneminde bir yıldız olan Efes, Roma dönemi yapılarının en güzellerinden görkemli Celcus Kütüphanesi ve antik tiyatrosu ile de göz kamaştırıyor.
16. Ani Arkeolojik Alanı (Kars) 2016
Tarih öncesi dönemlerden itibaren farklı kültürlere ev sahipliği yapan Ani, Ermenistan – Türkiye sınır noktasında, Kars’ın göz alıcı tarihi yerlerinden. İpek yolu üzerinde kurulan Ani; tarihte Selçuklu, Bizans, Gürcü ve Ermeni kültürlerine ev sahipliği yapmış, bulunduğu konum itibari ile de çok kültürlü bir ticaret merkezi haline gelmiştir.
17. Aphrodisias (Aydın) 2017
Aşk ve güzellik tanrıçası Afrodite’e adanmış olan Aphrodisias Antik Kenti, Türkiye’deki en önemli arkeolojik alanlardan bir tanesi. 1958 yılında Aydın’ın Geyre beldesine bir baraj açılışı için gelen ve yolunu kaybetmesiyle tarihin hazinelerinden birini açığa çıkaran Ara Güler, buradaki her bir kalıntıyı fotoğraflayarak, fotoğrafları Times dergisine gönderir. Yeniden renkli fotoğraflarını çekmek için bölgeye giden Ara Güler’in çekimleri böylece tüm dünyaya yayılır. Amerika’dan gelen arkeologlar Geyre’de yaptıkları araştırma sonucunda geçmişi M.Ö 500’lü yıllara dayanan ve ismini tanrıça Afrodit’ten alan Aphrodisias Antik Kenti ile tanışırlar. Yunan – Roma dönemi mimarisini ve kent özelliklerini en iyi şekilde yansıtması ise Aphrodisias’ı özel kılmaktadır.
18. Göbekli Tepe (Şanlıurfa) 2018
Dünyanın bilinen tarihini değiştirecek buluntularıyla tüm dünyanın ilgisini çeken Göbekli Tepe, Şanlıurfa’ya 15 km mesafede konumlanıyor. 12 bin yıl önceye ait olduğu anlaşılan ve toplamda 20 tane olduğu belirlenen üzeri açık dini yapılar bize, bugüne kadar dünyanın bilinen ilk tapınakları olduğunu doğruluyor.
19. Arslantepe Höyüğü (Malatya) 2021
Tarihi yaklaşık 6 bin yıl önceye dayanan, ilk erken devlet yapılanmasının ortaya çıktığı dini ve kültürel bir merkez olarak kabul edilen Arslantepe Höyüğü, Fırat Nehri’nin 12 km güneybatısında, Malatya’nın Battalgazi ilçesinde yer alıyor. Geç Kalkolitik dönemden Demir Çağı’na kadar geçen tarihsel sürecin buluntularına rastlanan Arslantepe’deki 30 metre yüksekliğindeki heybetli höyük, konunun uzmanları kadar tarih ve kültür meraklısı ziyaretçilerini de büyülemeyi başarıyor.
Kaynak: julesverne.com.tr
www.bilimsanatyolu.com
Yorum gönder