Genç Osman’ın hazin sonu: Osmanlı Devleti’nin çöküşünün hızlanması
Başındaki kirli sarığı çıkarır ve zorla şöyle dedirtirler;
-“Bilmeden size cefa ettimse affeylen, ben ettim siz etmen. Görün dünyanın halini, dün sabah cihan padişahı idim, şimdi üryan kaldım. Malımın, esbabımın haddi hesabı yok iken, on Akçelik bir arakiyeye (sarıklı kavuk) gücüm yok. Merhamet edin, halimden ibret alın, dünya size de kalmaz. Hangi padişahın kulları, padişahlarına bu kötülüğü yaptılar…”
Okuyun da devşirmelerin bu topraklarda ne kötülükler yaptığına şahit olun. Bugün sizleri 1620’lere götüreceğim…
Hazin, iğrenç, mide bulandırıcı, utanç verici olarak tarihe geçen Osmanlı tarihinin seyrini değiştirecek yıllara…
Dünya tarihinde tecavüze uğrayan ve boynu kırılarak ya da başı kesilerek öldürülen tek padişah kim?..
Genç Osman..
Daha 14’ünde… Günümüzün 14’lükleri adını bile yazamazken Arapça, Farsça, Latince, Yunanca ve İtalyanca gibi doğu ve batı dillerini klasiklerinden tercüme yapabilecek kadar iyi eğitimli…
Genç Osman, Amcası 1. Mustafa’nın bir saray komplosu ile hal edilmesinden sonra tahta oturtulan 16. Osmanlı padişahı ve 95. halife…
Babası 1. Ahmet. Yani bugünkü Sultanahmet Camii’ne adını veren padişah… Saray entrikacısı, papaz kızı Mahpeyker Kösem Sultan baş rolde…
Yeniçeriler, tam bir başıbozuklar güruhu… Vezirler, Ağalar, Paşalar, Şeyhülislam, din adamları, İmparatorluğun bütün yönetici tayfası hırsızlık, sahtekarlık, rüşvet, namussuzluk ve hainlik peşinde…
İşte böyle bir ortamda Tahta çıkar Genç Osman…
Devletteki çürümüşlüğü gördüğü için ilk olarak başta Şeyhülislam olmak üzere ağaları, paşaları ve kilit noktadaki birçok yöneticiyi görevden azleder. Yeniçeri Ocağı’nı ortadan kaldırmak şart olmuştur. Bunun için Anadolu’ya geçip öz be öz Türk çocuklarından yeni bir ordu oluşturmak ister… Hacca gitme bahanesini bulur ve hazırlıklar yapılır. Asıl amaç, Anadolu’da Türklerden oluşan yeni askeri birliği kurmak, başkenti de Anadolu’ya taşımaktır…
Padişahın Hacca gideceği, hatta Yeniçeri Ocağı’nı lağvedeceği duyulur. Başta Şeyhülislam olmak üzere hain güruh fitne yayar asker arasında. Padişahın Hacca gitmesine karşı çıkarlar…
Dinlemez Genç Osman ve Payitaht’tan çıkarak Üsküdar’a geçer… Padişahın kararlı olduğunu, anlayan hain güruh, Aksaray İskenderpaşa Mahallesi’nde o zamanki adıyla Etmeydanı’nda karargâhı bulunan Yeniçeriler, devşirme Kara Davut Paşa önderliğinde isyan başlatır… Çekirge sürüsü gibi çıkarlar Etmeydanı’nından ve yaka yıka talan ede ede Saray’a doğru harekete geçerler. Padişah, bakar durum kötü, Hacca gitmekten vazgeçtiğini belirtir belirtmesine de iş işten geçmiştir. Asiler Topkapı Sarayı’na girer. Osmanlı tarihinde ilk kez asker Harem’den içeri girmiştir…
Bir önceki padişah 1. Mustafa’yı Şimşirlik denilen kilitli olduğu odadan çıkarırlar ve Tahta oturturlar…
Bu arada kellesi istenen birçok devlet adamının kafalarını kesip Saray’ın birinci giriş kapısına asarlar… Durumun vahim olduğunu anlayan Genç Osman, gece kaçarak Süleymaniye Camii’nin yanındaki bugün İstanbul Müftülüğü olan yerde Yeniçeri Ağası’na sığınır…
Asiler Süleymaniye’yi kuşatır. Yeniçeri Ağası,
-“Padişahımız bize sığınmıştır. Aman dilemektedir” dediyse de isyancılar, Yeniçeri Ağası’nı hemen oracıkta paramparça ederler… Genç Osman, yaka paça sürüklenerek Ağa kapısından çıkartılır…
Küfürler, hakaretler, tacizler… Genç Osman, sağrı (yaralı) bir eşeğe bindirilir…
Aksaray’da İskenderpaşa Mahallesi’nde bulunan Orta Cami’ye gelene kadar binbir türlü hakarete ve tacize maruz kalır… Bırakın Osmanlı tarihini, dünya tarihinde bile eşi benzeri görülmeyen insanlık dışı bir yola çıkılmıştır…
Yolda bir çeşmeden su içmek ister. Asiler, bir testi su getirir ve verir gibi yapıp yere döker. Altıncıoğlu adlı bir serseri, bir taraftan taciz eder, bir yandan da tartaklayıp küfürler edince,
Genç Osman ağlayarak:
-“Behey edepsiz! Ben padişahınız değil miyim, nedir bu ettiğiniz cefa?” der.
Orta Cami’ye gelindiğinde, Genç Osman’ı bir odaya hapsederler. Yeniçeri odalarının ortasında olan caminin etrafı isyancılarla doludur. Cuma salası verilmektedir… Bazı askerler Padişahın öldürüldüğünü sanarak bağırırlar. Bunun üzerine isyanın elebaşı Kara Davut Paşa, Genç Osman’ı sürükleyerek pencereye getirir ve askere gösterir…
Genç Osman’ın burada askere bir konuşması vardır, çok acınacak ve aynı zamanda ders niteliğindedir. Başındaki kirli sarığı çıkarır ve şöyle der Genç Osman; “Bilmeden size cefa ettimse affeylen, ben ettim siz etmen. Görün dünyanın halini, dün sabah cihan padişahı idim, şimdi üryan kaldım. Malımın, esbabımın haddi hesabı yok iken, on akçelik bir arakiyeye (sarıklı kavuk) gücüm yok. Merhamet edin, halimden ibret alın, dünya size de kalmaz. Hangi padişahın kulları, padişahlarına bu kötülüğü yaptılar.”
Kara Davut Paşa, bakar ki asker arasında Genç Osman lehine bir tavır var, yakasından tutar ve indirir aşağıya. Önce hem de camide Cebecibaşına boğdurmak ister Genç Osman’ı, ancak asker tepkisinden korkup vazgeçer…
Bu arada Kösem Sultanın emriyle Şimşirlik’ten çıkarılıp getirilen ve Orta Cami’de adına hutbe okutulan amcası Birinci Mustafa, Saray’a götürülüp Tahta oturtulur. Kara Davut Paşa da veziriazam olarak döner Orta Cami’ye…
Yedikule zindanı
Akşama doğru bir pazar arabasına konulan Genç Osman’ın Yedikule Zindanları yolculuğu başlamıştır artık…
Yalvarır,
-“Beni Saray’da bir odaya kapatın ama Yedikule’ye götürmeyin” diye ama yanıtlar aşağılayıcı küfürle ve tacizle olur…
Yol boyunca yapılmadık hakaret kalmaz. Genç Osman, yine bir çeşme görür ve su içmek ister. Bu defa izin verirler, belki de son kez kana kana su içer.
Akşam karanlığında Yedikule’ye varırlar… Genç Osman’ı Kanlı Kuyu denilen zindana atarlar… Kanlı Kuyu, yüzyıllarca nice başların kesildiği, düşen kafaların o kuyudan Marmara Denizi’ne gittiği rivayet edilir…
Askerler dağıldıktan sonra Kara Davut Paşa, yanındaki birkaç çakal ve Cebecibaşı, Genç Osman’ı katletmek üzere harekete geçer. Cebecibaşı kement atıp kendisini boğmak ister, başaramaz. İçlerinden birisi, Genç Osman’ın omzuna balta ile vurur, omuzu kırılan padişah yere düşer ve nihayet Kilindir Uğrusu denilen subaşı kethüdası, hayalarını sıkar ve kementi boğazına geçirip boğar…
Tarih 20 Mayıs 1622’dir.
Genç Osman’ın öldürüldüğü zindan
Devşirme paşa Kara Davut, Genç Osman’ın ölümüne nişane olarak kulağını ve burnunu kesip, yeni padişahın annesi yani Saray entrikacısı Kösem Sultan’a getirir. Naaşı o gece saraya nakledilip, yıkandıktan ve üç beş kişiyle cenaze namazı kılındıktan sonra merasimle babası Sultan I. Ahmet’in yaptırdığı Sultanahmet Camii’nin yanındaki türbesine defnedilir…
Yalnız burada tarihçiler, üç farklı anlatım yaparlar. Bazıları Genç Osman’ın Yedikule Zindanları’na geldiği gün boğdurulduğunu belirtir…
Ağırlıklı görüş ise şöyledir: Genç Osman’a tecavüz ettiler..
Dünya tarihinde kralların, şahların, sultan ya da padişahların idam edildiği durumlar vardır ama Yedikule Zindanları’nda 40 gün boyunca tecavüz edilerek, boynu kırılarak katledilen tek padişah Genç Osman’dır…
Bir diğer görüş ise daha vahimdir: Genç Osman, ağır işkenceler görür, günlerce tecavüz edilir, sonra da başı kesilerek katledilir…
Başının kesilmesi olayını 1967-70 yılları arasında İstanbul Türbeler Müdürü olarak görev yapan Yavuz Senemoğlu, o dönemde Sultanahmet’teki türbenin restore ve bakımı sırasında Genç Osman’ın cesedini gördüğünü, kabre perişan vaziyette atıldığını, asıl ürkütücü olanın Genç Osman’ın başının olmadığını anlatır…
Genç Osman’ın öldürülmesi olayı Osmanlı Devlet çarkının bir çıkar gurubu olarak bürokrasiyi ele geçirdiğini ve padişahların mutlak iradelerinin zayıfladığını gösterir. Özellikle Yeniçeriler bu tarihten itibaren Osmanlı Devleti’nde çıban başı olmuştur. Bu bela yüzyıllar sonra ancak 2. Mahmut 1826’da çözebilmiştir.
www.bilimsanatyolu.com
Yorum gönder