Sarayların gizli hazinesi: Hoşaf kaşığı nasıl yapılıyor?
Bursalı sedefkar Zafer Karazeybek, Osmanlı saray mutfağının önemli bir parçası olan hoşaf kaşığı kültürünü yaşatıyor. Atölyesinde özenle hazırladığı süslemeli hoşaf kaşıklarıyla geçmişe bir yolculuk yaptıran Karazeybek, Türk el sanatlarının da en güzel örneklerini sunuyor.
Zafer Karazeybek, Osmanlı döneminde hoşaf, muhallebi, reçel, aşure gibi gıdaları tüketmek için kullanılan kaşıkları tanıtmak, gelecek kuşaklara aktarmak amacıyla çalışma başlattı.
Boynuz, kemik, bağa, su kabağı, mercan, inci, pirinç, şah maksut ve ruby zoisite taşları, Hindistan cevizi, kuka ile venge, yeşil pelesenk, paduk ve abanoz ağaçları gibi malzemeleri kullanan Karazeybek, isli bir alevde ısıtarak yumuşattığı, sterilize ettiği boynuzlara kaşık şekli veriyor.
Sap kısmında çeşmibülbül, zencerek, gümüş kakma gibi yöntemleri uygulayan sedefkar, sap ucuna oyma enginar gibi motifler işliyor.
Karazeybek’in yarın başlayıp 9 Haziran’da sona erecek Bursa Kültür Yolu Festivali etkinlikleri kapsamında yaptığı hoşaf kaşıklarının yer aldığı “Zafer Karazeybek Sanatta 40. Yıl Sergisi”, Osmangazi ilçesindeki atölyesinde sanatseverlerle buluşacak.
“Yurt dışından gelen malzemelerle süslüyoruz”
Sedefkar Zafer Karazeybek, eski zamanlarda kaşığın çabuk yontularak, ovallik verilebilen malzemelerden yapıldığını, sap kısmında kemik gibi kırılgan olmayan materyallerin kullanıldığı söyledi.
Zamanla estetik amaçlarla kaşığın süslenerek çeşitli formlarda hazırlandığını belirten Karazeybek, “Osmanlı saray mutfağında, zengin ailelerin mutfaklarında sıhhi, steril, mikrop tutmadığı için bağa ve boynuzdan yapılan hoşaf kaşıkları kullanılmış. Sap kısmında mercanlar, inciler, kemik, özellikle Afrika’dan getirilen fil dişi kullanılmış” dedi.
Bu kaşıkların saray mutfağını süsleyen eşyalardan olduğunu dile getiren Karazeybek, şekil vermeye uygun olmalarından dolayı söz konusu malzemelerin kullanıldığını ifade etti.
Hoşaf kaşığı yapımının aşamaları hakkında bilgi veren Karazeybek, şöyle konuştu:
“Boynuz, keratin bir malzeme olduğu için belli bir ısıya, isli bir aleve ihtiyaç var. Yakmadan, zeminin ısıtılması sonucunda şekil verilebilen, forme edilebilen bir malzeme. Önce iş, boynuzun steril edilmesiyle ki ateşe tuttuğunuz zaman steril oluyor, şekillendirilmesiyle başlıyor.
Sonra kemik ve paça kemiklerinin steril edilmesi; kaynatılarak peroksitle mikroplardan arındırılması süreci var. Bu malzemeleri yan yana getiriyoruz. Mercan süslemeler, inci ilaveleri, abanoz ağacı gibi fil dişi gibi çoğu yurt dışından gelen malzemelerle süslüyoruz.”
Karazeybek, antikacıların, koleksiyonerlerin bulundurmak istediği bir eşya niteliğindeki hoşaf kaşıklarının hem seyirlik hem de kullanılabilir olduğunu sözlerine ekledi.
Kaynak: sozcu.com.tr
Yorum gönder