Pazar fıkraları – 4
Biz Lazuz Laz
Temel, Cemal ve diğer Karadenizliler açık denizde küçük bir tekne ile fırtınaya tutulmuşlardı.
Yanlarında büyük bir gemi geçmekteydi.
Temel:
-“Uyy, kurtarun pizuuu… imdattt!…” diye haykırıyordu.
Geminin güvertesinden birisi de yanıt veriyordu:
-“Biz adam almıyoruz, biz adam almıyoruz.”
Bunu duyan Temel:
-“Uyy, haçan piz lazuz, laz, alun pizu.”
Temel Devekuşu avında…
Temel Avustralya’ya da devekuşu avlamaya seyahate çekiyor. Orada malzemelerini hazırlayıp maceraya atılıyor.
Bir virajı dönünce bakıyor 15’in üzerinde devekuşu.
Hemen arabayı durduruyor silahını doğrultuyor.
Devekuşları silahı görünce ürkerek kafalarını kuma gömüyorlar. Yani kendi akıllarınca saklanıyorlar.
Temel etrafa bakıyor ve kendi kendine sinirli sinirli soruyor:
-“Ulan nereye gitti bu hayvanlar?…”
İzci Yardımı
Oymak beyi, izci adaylarını karşısına toplamış, onlara izciliğin ilkelerini anlatmaya çalışıyordu:
-“Bakın çocuklar, bir izci, her gün, hiç olmazsa bir kez birine yardımcı olmalıdır. Hastalara… Yaşlılara…Muhtaçlara… Her sabah okula geldiğiniz zaman size bir gün önce nasıl bir iyilik yaptığınızı soracağım. Tamam mı?”
Ertesi sabah Oymak beyi çocukları toplayıp sordu:
-“Söyleyin bakalım… Dün ne gibi bir iyilik yaptınız?”
Bütün çocuklar, hep bir ağızdan:
-“Yaşlı bir kadının karşıdan karşıya geçmesine yardım ettik efendim.
Adamcağız şaşırdı:
-“Hepiniz mi?”
-“Evet, efendim, hepimiz birden.”
-“Neden hepiniz?”
Çocuklardan biri yanıt verdi:
-“Yaşlı kadın karşıdan karşıya geçmek istemiyordu, çok sorun çıkardı. Hepimiz birden ancak geçirebildik de ondan efendim!”
Daha çok pasta…
Çocuk, okuldan bir gözü şiş olarak dönünce, annesi telaşlandı:
-“Oğlum ne oldu gözüne? Düştün mü yoksa?”
-“Hayır düşmedim. Arkadaşım Orhan’la dövüştük. Ben de yarın onun gözünü şişireceğim!”
Annesi yatıştırmaya çalıştı:
-“Sakın ha! Dövüşmek iyi bir şey değil. Ben sana yarın pasta çörek vereyim. Arkadaşına da ver, barışın. Güzel güzel oynayın olmaz mı?”
-“Olur, anneciğim, barışırız.
Ertesi gün, çocuk öteki gözü de şişmiş olarak döndü.
Annesi merakla sordu:
-“Yine ne oldu?”
-“Arkadaşım Orhan yine dövdü, çok beğenmiş daha çok pasta, çörek istiyor!”
Cenazeye kalabalık katılım
Otelciyi çağırdı:
-“Odalarım temizdir, dediniz. Pire filan yoktur, dediniz. Bakın şuna!
Otelci eğilip baktı:
-“Evet, o pire ama… Ölü… Ölü…”
Müşteri boynunu büktü, otelci de gitti.
Ertesi sabah otelci:
-“Nasıl, dedi, rahat uyudunuz mu?”
-Valla uyuyabilseydim, belki rahat ederdim ama… Sizin o ölü pire yok mu?
-“N’olmuş ölü pireye?”
-“Yoo… Siz haklıymışsınız… Gerçekten ölüymüş o pire… Fakat cenaze töreni o kadar kalabalık oldu ki… Eşi, dostu ahbabı, akrabası, bütün pireler hazırdı törende…
www.bilimsanatyolu.com
Yorum gönder