Pazar Fıkraları: 11
Son fıkra uydurma
Erdoğan’ın iktidar süresi uzadıkça hakkında uydurulan fıkra sayısında da patlama olmuş. Bir gün Erdoğan İç İşleri Bakanını çağırıyor.
-“Bu fıkraları kim uyduruyor bulun hemen getirin bana”.
Polis araştırma yapmış. Meğer fıkraları uyduran Temel imiş.
Almışlar temeli getirmişler Erdoğan’ın karşısına.
Erdoğan Temel’e soruyor:
-“Sen neden benim hakkında fıkra uyduruyorsun?”
Temel sus pus dinliyor.
Erdoğan devam ediyor.
-“Bak, çok emek verdim bu ülkeye, ben iktidardayken halk ne kadar zengin, mutlu, çağdaş oldu …”
Temel korka korka araya girmiş.
-“Bir dakika beni dinlerimsiniz? Kalanları tamam da, sizin anlattığınız son fıkrayı ben uydurmadım”
Falcı ve Bahçeli
Bahçeli, günün birinde falcıya gider, geleceği le ilgili neler gördüğünü sorar.
Falcı, gözlerini yumar, yoğunlaşır ve başlar anlatmaya:
-“Sizi, büyük bir caddeden üzer açık bir arabayla geçerken görüyorum!?”
Bahçeli, heyecanla sorar:
-“Peki, halk memnun mu gözüküyor?”
-“Evet, her zamankinden daha fazla.”
-“Peki, halk, arabanın etrafında koşturuyor mu?”
-“Evet, arabanın etrafında deli gibi koşturuyorlar. Polis, yolu açmakta zorluk çekiyor?”
-“Bayrak taşıyorlar mı peki?
-“Evet, hem ülkenin bayrağı, hem de umut ve güzel günler vadeden pankartlar taşıyorlar!?”
-“Peki, ben nasıl davranıyorum, ne tepki veriyorum halka?”
-“İşte bunu göremiyorum, efendim!?”
-“Neden?”
-“Çünkü tabutun kapağı kapalı!?”
Diktatör meyhanede
Diktatör bir akşam meyhaneden içeri girer. Tezgahtara yaklaşır. Hafif içkili bir sarhoşun yanına çöker.
Oradan buradan konuşurlarken sorar:
-“Böyle her gün içmek için ne kadar kazanıyorsun?”
Sarhoş:
-“Günde 2 bin lira.”
-“Peki kemerleri biraz sıkalım diye ücretleri azaltıp, koşulları ağırlaştırsak, ne kadar kazanırsın?”
Sarhoş:
-“4 bin lira.”
-“Peki biraz daha sıkarsak kemerleri?”
-“O zaman 5 bin liraya para demem.”
Diktatör kızar:
-“Bu ne biçim iş? Köküne kadar sıkarsak?”
-“O zaman muhakkak 10 bin lira kazanırım.”
Diktatör şaşırmıştır. Adamın ne iş yaptığını çok merak etmiştir.
Sorar:
-“Şeytan mısın, nesin? Ne iş yapıyorsun?”
-“Ben mezar kazıcıyım. Sizden Allah razı olsun. Sayenizde gül gibi geçinip gidiyoruz.”
Diktatör rapor okuyor
Diktatör Başkan, ülkenin ekonomik ve politik durumu hakkındaki raporları okurken renkten renge giriyordu.
Bir ara başını kaldırıp, duvarda asılı duran portresine baktı.
-“Durum kötü, Ne olacak halimiz?”
Diye söylenirken duvarda asılı duran fotoğraf dile geldi:
-“Ne olacak, beni indirip çöpe atacaklar. Ama seni ne yaparlar bilmiyorum.”
Yorum gönder