Yapay zeka sonunda siyasete de girdi! / Ozcan YAZICI
İnsanlık yapay zekayla tarihinin en büyük devrimlerinden birisini tasarımlıyor. Bu sürecin “insani” biçimde ilerleyebilmesi için daha fazla “etik tartışmalara, güvenlik önlemlerine ihtiyaç var.
Yapay zeka çağına çoktan girdiğimiz aşikar; birçok sektörü, mesleği, işi, alanı kökten değiştirdiği gibi yakında siyaseti ve süreçlerini de değiştireceği anlaşılıyor…
30 Kasım 2022’de, yani bir yıl önce OpenAI’ın ChatGPT ile fitilini ateşlediği yapay zeka patlaması yaşamın neredeyse her alanı sarıp sarmalamış vaziyette.
“Konuşulan ve konuşulacak” epey mevzu var ama ben bu yazıda yapay zekanın etkilediği başka bir alana dikkatinizi çekmek istiyorum: “Yapay zeka siyaset yapış şekillerini, olanaklarını da kökten değiştirmeye başlıyor.”
Yapay zekanın kullanım alanları artık yalnızca “insan tahayyülüyle” sınırlı bir aşamaya ulaşmak üzere. Türkiye’de çok fazla insanın dikkatini çekmedi ama birkaç gün önce Pakistan’ın devrik Başbakanı Imran Khan, tutuklu bulunduğu cezaevinden bir miting gerçekleştirdi.
“Bunu nasıl gerçekleştirdi” diye şaşırmanıza gerek yok, doğru tahmin ettiniz, elbette yapay zeka aracılığıyla.
Bedeni fiziksel olarak cezaevi duvarları arasında olsa da kendi sesiyle ve tüm coşkusuyla taraftarlarına seslendi; milyonlarca insan sosyal medya üzerinden yapay zeka yardımıyla oluşturulmuş olan İmran Khan konuşmasını takip etti, dinledi.
Peki, bu sanal miting nasıl gerçekleştirildi?
Şubat ayında gerçekleştirilecek seçimlere hazırlanan Pakistan Tehreek-e-Insaf (PTI) partisi yapay zeka kullanarak 71 yaşındaki Khan’ın dört dakikalık bir mesajını yayınladı ve uygulanan 7 saatlik internet kesintilerine rağmen sanal miting Facebook, X ve YouTube üzerinden 4,5 milyondan fazla kişi tarafından izlendi.
Khan, avukatları aracılığıyla kendi retorik tarzına uygun hale getirilmiş steno bir metin gönderdi. Metin daha sonra, mevcut konuşma örneklerinden bir “ses klonu” yaratma yeteneğine sahip olan yapay zeka firması Elevent Labs’ın bir aracı kullanılarak sese dönüştürüldü. Khan’ın eski video ve fotoğrafları kullanılarak yapay zekayla oluşturulmuş kendi sesi birleştirildi ve yayında kullanıldı.
Pakistan’da oldukça popüler bir siyasi figür olan Khan, 2018’de iktidara gelmesinde etkili olan Pakistan’ın askeri liderleriyle ters düştükten sonra geçen yıl devrildi ve Ağustos ayından bu yana da, “Şubat ayında yapılacak genel seçimlere katılmasını engellemek için uydurulduğunu söylediği gizli belgeleri sızdırmak suçlamasıyla” tutuklu yargılanıyor.
Yapay zeka yardımıyla bedeni tutsak ama fikirleri özgürce paylaşabileceği bir fırsat yaratan Khan, özellikle kendisini iktidara taşıyan gençlere ulaşmak için benzer mitinglere devam edebilecek mi, engellemeler ve sınırları zorlayabilecek mi şimdiden kestirmek zor.
Ama yapay zekanın “özgürlük ve risk alanlarını” eşit derecede güçlendirdiği bir gerçek.
Yazının sonunda bazı çıkarımlarda ve öngörülerde bulunacağım, ama önce iki örnek daha aktaracağım.
ABD’Lİ KONGRE ADAYININ GÖNÜLLÜ ÇALIŞANI YAPAY ZEKA
Malum, Kasım 2024’te ABD’de başkanlık ve kongre seçimleri var.
Demokrat Parti adayı Shamaine Daniels 2024 yılı için ABD Temsilciler Meclisi adaylığını açıklayıp seçim yarışına katılan isimlerden. Daniels’i farklı kılan ise seçim kampanyası sürecinde yapay zeka teknolojisi kullanma vizyonu ve cesaretine sahip olması.
Telefon çaldığında yapay zekayla oluşturulmuş bir ses seçmenlere şöyle seslendi:
“Merhaba, benim adım Ashley ve Shamaine Daniels’ın Pennsylvania’nın 10. bölgesindeki Kongre adaylığı için çalışan bir yapay zeka gönüllüsüyüm, sizinle kayıtlı bir hat üzerinden sohbet ediyorum.”
Ardından Daniels’ın kongre kampanyasından haberdar olup olmadığı ve hangi sosyo-politik konuların kendisi için en önemli olduğu hakkında sorular sordu. Anlayacağınız seçmenle bir insan kampanya yöneticisi gibi sohbet etti.
Bu seçmenlerden birisi olan 65 yaşındaki Bill Krenz’in tepkisi şöyle olmuş:
“Genellikle kimliği olmayan numaralardan gelen kör aramaları kabul etmiyorum. Telefon görüşmesine hazırlıklı olmasaydım, aramayı kabul eder miydim emin değilim, çünkü bu çok yeni bir teknoloji. Ancak iki dakika süren aramadan sonra yapay zeka çoğu soruya doğru yanıt verdi. Belki bir hata bekliyordum ama hiç hata yoktu.”
Klasik kampanya araçlarını kullanmaya da devam eden Daniels, “yapay zekayla karşılıklı görüşme” imkanını da ilk kullananlardan olmuş.
Şimdi diğer adaylar da benzer yolu denemek için heveslenir mi, denerlerse seçmenleri nasıl bir süreç bekler, bilmek zor; sonuçta seçmenleri dinlemek, anlamak ve onlarla iletişim kurmak için yepyeni bir olanak doğduğu açık.
MEDYADAKİ ÖRNEK SİYASETE YANSIRSA NE OLUR?
Bir diğer örneğimiz doğrudan siyasete temas etmese de kısa bir süre sonra yollarının kesişebileceği bir örneği içeriyor.
Medya şirketi “Channel 1 AI” hafta içerisinde 2024 yılında yepyeni bir haber merkezini hizmete sokacağını duyurdu. Bu haber merkezinin en büyük özelliği ise üretken yapay zekâ tarafından destekleniyor olması. Yapay zeka tarafından üretilen kişiselleştirilmiş içerikleri yine yapay zeka tarafından üretilen spikerler sunacak ve yönetecek. İnsan faktörü yalnızca birkaç editör aracılığıyla nihai aşamada “doğruluğu” teyit etmekle sınırlı olacak. Bir süre sonra belki o da kalkacak.
Şirket, X hesabından bununla ilgili bir demo tanıtım videosu da yayınladı. Videoyu izlediğinizde göreceksiniz, sunucular ve stüdyo ortamı bildiğiniz gerçek sunucular ve stüdyo gibi!
Kuşkusuz, bu gelişmenin tek başına medya sektörünün geleceğine ilişkin kapsamlı analizleri gerektiren boyutu var; ancak bizim bu yazıdaki ana odağımız “yapay zekanın siyasete girişi”.
Şimdi düşünün, çok kısa bir süre içerisinde farklı alanlardaki bu yapay zeka örneklerinin (teknolojilerinin) bir puzzle’ın parçalarıyla bir araya getirildiğini.
Birkaç ay sonra Pakistanlı siyasetçi Imran Khan, yalnızca kendi sesiyle değil, yapay zekayla yeniden tasarlanmış fiziksel olarak da, canlı görüntüleriyle (gerçek Imran Khan görünümüyle), bir mitinge katılabilir; her ne kadar bedeni farklı bir yerde olsa da…
HANGİSİ KAZANACAK: ÜTOPYA MI, DİSTOPYA MI?
Şimdi gelelim sorulara, çıkarım ve öngörülerime…
Yapay zeka sayesinde “tutuklamalar ve cezaevi” siyasi özgürlükleri kısıtlama ve engelleme aracı olmaktan çıkabilir. Siyasal yönetimler teknolojik kısıtlamalarla bu yöndeki ivmeyi kontrol etmeye çalışsalar da teknolojinin yaratıcılık ve çözüm üretme kabiliyetinin daha güçlü olduğunu biliyoruz.
Yapay zeka, kitlelere erişimde “kişiselleştirmeyi”, her bireyin talep ve beklentilerini dinleme ve anlamayı kolaylaştırabilir.
Hemen her alanda olduğu gibi yapay zekanın siyaset üretme süreçlerinde de “negatif etkileri” olabilir. Örneğin, cezaevindeki bir siyasi tutsağı özgürleştirme fırsatı sunarken, ses klonlama ve kullanma imkanının oluşması siyasetçileri ve insanları negatif kampanyaların parçası haline de getirebilir. Siyasetçinin gerçekten tarafı olmadığı bir içeriği sanki o konuşuyormuş gibi iletişim süreçlerine dahil edilebilir. Bu aynı zamanda “dezenformasyon” süreçlerinin de inanılmaz derecede artabileceğinin işareti.
Bir başka negatif etki, dezenformasyon kadar dramatik olmasa da siyasetçiyle seçmen arasındaki “organik, yüz yüze” iletişimin yerine zamanla daha baskın bir unsur olarak yapay zekanın ikame edilmesi, siyasetle seçmen arasındaki organikliği (sahiciliği) bozma ihtimalinin güçlü olması.
Sonuç olarak, yapay zeka, teknolojisiyle insan yaşamını kolaylaştıracak, üretkenliğini artıracak muhteşem fırsatlar sunsa da, kötü amaç ve hedefler için kullanmak isteyenler için de benzersiz imkanlar yaratıyor.
Bu kaygıların giderek güçlenmesi nedeniyledir ki, ChatGPT’nin geliştiricisi OpenAI, CEO Sam Altman etrafında Kasım ayında kopan fırtına ve çalkantının ardından birkaç gün önce “güvenlik ve risk” endişelerini gidermek için yeni bir adım attı ve iç güvenlik süreçlerini genişleterek yeni bir “güvenlik danışma kurulu” oluşturdu. Amaç riskleri öngörmek ve önlemleri sıkılaştırabilmek.
OpenAI’ın en büyük rakibi konumundaki Anthropic de kısa bir süre önce “Sorumlu Ölçeklendirme Politikası” adıyla güvenliğe ilişkin önlemlerini yayınladı.
Hâsılı, insanlık yapay zekayla tarihinin en büyük devrimlerinden birisini tasarımlıyor. Bu tasarım sürecinin hem “inşa edeni (üreteni)” hem de bu ürettiğinden aktif olarak “etkileneni”. Ama bu inşa ve etkilenme sürecinin “insani” biçimde ilerleyebilmesi için bütün “karar ve kontrol mekanizmasını” teknoloji geliştiricilerinin “kâr ve rekabet” insafına bırakmadan, daha fazla “etik tartışmalara, güvenlik önlemlerine” gereksinim var…
Bilmiyorum, kalmışsa, vakit varken!
Shamaine Daniels’ın yapay zeka gönüllüsü Ashley birkaç seçim sonra doğrudan kendisi aday olmadan önce! 😊
*ozcanyazici@sosyalink.net
Yorum gönder