Sokak hayvanları sorunu / Muhsin YAZICI
Bugün Türkiye’nin en çok konuştuğu konuların başında “sokak hayvanları” geliyor.
Evet, sokak hayvanları sorunu var. Bunu herkes kabul ediyor. Ama soruna bakış açıları ve çözümü konusunda derin ayrılıklar var.
Diyelim ki sokağınızda sizi çevrenizi rahatsız eden bir köpek var. Belediyenin ilgili birimini arıyorsunuz ve sorunu çözmesini istiyorsunuz.
Yetkililer gelip “hayvan ambulansı” ile barınağa götürüyorlar.
Konunun uzmanları bundan sonra köpeğin yaşadığı durumu şöyle özetliyorlar:
Önce korkudan ya büyüğünü, ya küçüğünü yapar. Titremeye başlar. Gözleri fal taşı gibi açıktır. Bölmeye yerleştirildiğinde, kapının ağzından öteye gitmez. İki üç gün orada bekler. Ağlamaya başlar çıkarın diye, saatlerce günlerce hem de… En az 2 gün, ne yemek yer, ne su içer. Diğer köpeklerden korkar. Günler geçtikçe ortama ayak uydurmaya çalışır. Kolay ayak uyduramaz, diğer köpekler onu hırpalar. Hatta bir gece bakmışsınız ki boğmuşlar. Yemek verilme sırasında, yemek yemeye çekine çekine gelir diğer köpeklerin yanına. Artık hastalık ve diğer köpeklerin güç gösterisi başlar üstünde. Hayatta kalırsa alışması, günleri, ayları alır. Sahipliyse terk edilen, zaten kahrından ölür. Bile bile intihar eder. Yemez, içmez, kalkmaz, dolaşmaz…
Yaşamayı başardıysa, artık alışmıştır ortama. O gözlerdeki korkuyu, umutsuzluk almıştır ve hiçbir zaman, bir daha gülmez oradayken gözlerinin içi…
-“Ayy ne bu köpekler ayooll, alıp barınaklara toplasınlar şunları”
Dediğiniz an o canlının yaşadığı ıstırabı anlamadığınız anlaşılmıştır. Kendi konfor ve rahatımız için bunu yapmaya hakkımız var mı?
Sabahın karanlığında okula giden çocuğun köpek saldırısına uğramayacağının garantisi de yok…
Toplayıp barınaklara doldurmak ve arkasından uyutmak çözüm de hiç doğru bir çözüm değil.
Bence, sokak köpekleri belediyelerce hızlı şekilde kısırlaştırılmalı.
Köpek besleyip sokağa bırakılanlara etkileyici ceza uygulanmalı.
Tehlike arz etmeyen ve kısırlaştırılan köpekler yaşamlarını tamamlayacağı süre içinde yaşam alanlarına bırakılmalı.
Hasta ve yaşlı hayvanlar acı çekmemesi için uyutulma yolu seçilebilir.
Hayvanların yaşadıkları barınaklar sağlıklı hale getirilmeli.
Özellikle yazlıkçı olarak bilinen yerlerde köpek sahipleri bu sorunun oluşmasına katkı yapıyorlar. Yaz bitiminde besledikleri köpekleri sokağa salarak gidiyorlar. Ya da belediyeler kışın bu bölgelerde insanlar yaşamıyor diye götürüp o bölgeye terek ediyorlar. Bunun önüne geçilmeli.
Dünya sadece insanoğlunun rahatça yaşaması gereken bir yer değildir. Tüm canlıların ortak alanıdır. Doğal dengeyi koruyarak, doğal yaşama saygılı davranarak zorundayız.
Kızılderili şefinin dediği gibi: “Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anladığında her şey bitmiş olacak”
23.07.2024
Muhsin Yazıcı
Yorum gönder