Bilim ve Sanat İnsanlığın Ortak Değerleridir

İran halkı laikliğin önemini bizden daha iyi anlıyor

İran halkı laikliğin önemini bizden daha iyi anlıyor

Bir kadına zorla örtün-açıl demek, bir bedende iki farklı karakter gibi hissettiriyor.

Yaşamında bir başkasının bireysel ya da devlet düzeyinde baskısının etkisini hissetmek zorbalığın ta kendisidir.

Örtünmeyi ya da açılmayı en çok erkekler tartışıp karar vermelerine rağmen, bunun ceremesini her zaman olduğu gibi kadınlar çekiyor. 

İran’da 22 yaşındaki Mahsa Amini, İrşad Polisi tarafından kardeşinin arabasının içindeyken, araç durdurularak alınıyor. Kendisine nasihat verip göndereceğiz diyorlar ve nasihatler sırasında gördüğü işkencede yaşamını kaybediyor.

Bir kadın başörtüsü takmak istemediği için öldürülmüş. Sonra bunu protesto eden onlarca kadın/erkek öldürülmüş. Ama onlar mağdur değil; Kılıçdaroğlu Fatima Gülhan Kavakçı’ya “Hanım kızımız” dediği için mağdur da mağdur naralarına şahit olduk. Çünkü bu dünyada mağdur olma bir tek Kavakçı ailesinin hakkı.

Din adına insan yaşamları-bedenleri üzerinde kontrol kuran ve her şeye karar vermeye yatkın zihniyetin insanlık için zorbalıktan başka bir şey üretmediğini artık çok iyi anlıyoruz.

İran halkı sivil toplumun haklarını hatırladı ve ülkenin birçok köşesinde kartopu gibi büyüyen rejim karşıtı yaygın bir direniş patladı. Dikkat çeken nokta, protestolara katılanların büyük bir kısmının erkek olması. Dikkat çeken bir başka özellik ise gösterilerin ön saflarında kadınların olması.

18 farklı istihbarat örgütünün olduğu İran İslam Cumhuriyeti’nde bu başkaldırı da bastırılacaktır. Baskının olduğu her yerde olduğu gibi cadı avı başlatılacaktır. Ama çürüme de hız kazanacaktır. “Çürük tahta çivi tutmaz” düzeyine gelince yıkılıp gidecektir.

Laikliğin ne kadar önemli olduğunu bugün İran halkı bizden çok daha iyi anlıyor. Zaman zaman sokaklarda çağlar öncesinden gelmiş görüntüsü veren, “Aman ne var bunda? Sakin sakin anlatıyorlar işte. Abartılı tepki göstermeye ne gerek var?” diye hoş görmeye çalıştığımız tebliğciler, yarın “ahlak polisi” olarak ortaya çıkarlarsa, sizce böyle sakin davranacaklar mı?

Hiçbir devletin insanları zorla dindar, seküler veya başka bir şey yapma hak ve yetkisi yoktur. Devlet demokratik olmalı, herkesin evrensel insan hak ve özgürlüklerini en geniş ölçekte yaşamasını sağlamalıdır. Sağlamak da zorundadır. Antidemokratik ve baskıcı rejimlerin insanlığın geleceğinde yeri yoktur. Olmamalıdır.

Yıllardır “Laiklik dinsizliktir” deyip duranlar kendi inanç ve yaşam biçimlerini zorla insanlara kabul ettirmeye çalışıyorlar. Din adına tehdit edip hedef gösteriyorlar. Bu artık son bulmalıdır.

İnsanların yaşam biçimlerini, inançlarını ve değerlerini birileri belirleyip ona göre eğitim sistemi kurmaya çalışırsanız tolumu cendereye sokarsınız.

Hele ki bunu dünyanın en zengin kültürel coğrafyası Anadolu’da bunu yapmak istemek mümkün olmayan bir davranış biçimidir.

Tutması da mümkün değildir…

Muhsin YAZICI

Spread the love

Yorum gönder