Gericiliğin en yetkili kişisi bu zat olsa gerek
Müslüman din adamı görünümlü Mahmut Ustaosmanoğlu:
-“Bütün dünyayı bana verseler, bunun karşılığında kızını bir saat devletin okullarına gönder deseler, vallahi billahi göndermem! Kızınızı ilkokula, ortaokula, hele ki liseye, üniversiteye hiç göndermeyin. Kabirde cayır cayır yanarsınız.”
Diyor zatı hazretleri. Bu kadarla kalır mı? Bakın başka nelerde eklemiş bu ortaçağ kalıntısı..
–“Kadınların dükkân açmasını asla helal görmüyorum.”
–“Kadından memur olmaz. Kadınlar mektebe gitmez!”
–“Kadın sokakta gezecek bir şey değildir, erkeğe gözükecek bir şey değildir.”
–“Bu düzen içinde kızınızı doktor yapmak Allah’a harp açmaktır. Yazık değil mi bir kız erkekleri muayene edecek, ovuşturacak.”
–“Kadınlar okullardan, dairelerden çekilmelidir. Kız çocuğunun orta mektepte, lisede işi yoktur. Kadınların vazifesi; ev işleri yapmak, efendisine itaat etmek ve millete, memlekete hayırlı evlat, asker yetiştirmek. Budur kadının vazifesi, başka yok!”
Dilerim o dünya da ateşin bol olur…
………
“Bugün ilmin, fennin, bütün kapsamı ile medeniyetin ışığı karşısında filan veya falan şeyhin uyarmasıyla maddi ve manevi mutluluğu arayacak kadar ilkel insanların Türkiye medeni toplumunda varlığını asla kabul etmiyorum.
Efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru, en gerçek yol, medeniyet yoludur. Medeniyetin gerektirdiğini yapmak insan olmak için yeterlidir.” Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 30 Ağustos 1925, Kastamonu.
Gereken yanıtı bu güruha Atatürk böyle vermiştir. Bunun içindir ki, Atatürk düşmanlığı ruhlarına işlemiştir…
……….
Bugünün Türkiye Cumhuriyeti bağımsız, gelişmiş ve çağdaş bir şekilde var olabilmesi için Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği yoldan asla şaşmamalı. Sahte Atatürkçülerden ve Kemalistlerden uzak durulmalıdır.
Hem “siyasal İslamcılar” hem de “ayrılıkçı Kürtler” açısından yıkılmak istenen paradigma “Kemalist devlet” idi ve ikisi de iki ayrı koldan Kemalist devlet ile çarpıştı. En önemli müttefikleri de ABD + İngiltere + İsrail ve AB oldu. Çünkü Latin Amerika’sında Simon Bolivar, Ortadoğu’da Mustafa Kemal Atatürk ulusal politikalarla ülke kaynaklarının kendi halklarının kullanımı için büyük mücadele vermişlerdir. Bu iki halk kahramanının izlerinin silmek için sömürgeci güçler siyasal, kültürel ve ekonomik bir siyaset gütmüşlerdir. Daha üç – beş ay kadar önce kendilerini yok etmek isteyenlerle iştahla görüşmeler yapmak tarihsel karşıtlıktan gelmektendir.
Başarılı olma olanağı var mı? Yaşayıp göreceğiz.
Türkiye denetiminde bir otonom Kürk Bölgesi’ne bölgedeki çıkarları olanlardan izin çıkacak mıdır? Haydi diyelim izin çıktı. Ve Türkiye denetiminde bir otonom bölge kuruldu. İlk başlarda çok cazip gelen bu gelişme Türkiye’nin bölünmesinin altyapısını oluşturmayacak mıdır?
Ve günün birinde biz bağımsızlığımızı ilan ettik derlerse ve hemen arkasından o bilinen ülkeler hemen tanırlarsa sorun nasıl çözülecektir.
Acaba diyorum sazan gibi oltaya mı takılıyoruz?
Doğu Cephesinde çanlar kimin için çalıyor?
………
Nasıl ki, gericiler dini siyasetlerine alet ediyorlar, ilerici gözüken ama göbek bağı ile ABD + İngiltere + İsrail’e bağlı olan Atatürkçülerden de uzak durulmalı.
02.01.2025 – Muhsin YAZICI
Yorum gönder