Bilgisayar Destekli Eğitim: Yeni cinlerimiz / Muhsin YAZICI
Yaşamımız artık bu iki cinin etkisi altında.
Gelecekte bu cinlerin hangi hale geleceği konusunda rivayetler çok uzun bir listenin konusu.
Her ülkede olduğu gibi bizde bu iki cini eğitime aktarmanın peşindeyiz.
“Bilgisayar Destekli Eğitim” konusunda yüzlerce yazı bulabiliriz. Yararlarını saymakla bitiremeyiz.
Artık bu iki cinden kurtuluş yok gibi.
M.E.B. ile Ulaştırma Bakanlığı arasındaki işbirliği sonucu “Fatih Projesi” yakında yaşama geçmeye başlayacak. Maliyetinin 8,5/9 milyar TL dolayında olacağı öngörülüyor.
İyi güzelde, bu derece devasa bir yatırım yapılmadan, gereği gibi bilimsel araştırmalar yapılabildi mi?
“Dijital Çağda Eğitimde Fırsatlar ve Sorumluluklarımız” başlıklı bilgi şöleninde konuşan eski “Talim Terbiye Kurulu” başkanı Prof. Dr. Ziya Selçuk önemli bir konunun altını çizdi:
“Kocaeli Belediyesi’nin üç yıl içinde 6. Sınıf öğrencileri için başlattığı ve bugüne kadar 80.000 öğrenciye dağıtılan bilgisayarların; 6. Sınıf öğrencilerinde başarının düşmesine yol açtığını belirtti.”
Öğrendiğimize göre birçok ailenin dağıtılan dizüstü bilgisayarı sattığını, sınıf düzenin bozulduğunu, derslere getirmelerinin yasaklandığını aileler de belirtmektedirler.
Prof. Dr. Ziya Selçuk değerlendirmesine şöyle devam etmiş:
“Yapılan araştırmalara göre bir öğrencinin okul başarısına, yani öğrenmesine teknolojinin etkisinin yüzde 1 (yüzde bir) olduğunu belirterek, iyi öğretmenlerin eğittiği çocukların başarısı yüzde 80’e (yüzde seksen) çıkıyor.”
Özellikle dikkat çekerek şunu belirtiyor:
“Gelişmiş ülkelerde teknolojiye yatırım yapılırken insana yapılan yatırımlarda bir denge tutulduğunu, 1 dolar teknolojiye yatırılırken 1 dolar da öğretmene yapılıyor.”
“Fatih Projesi”ndeki işin garabeti ise, bu çaptaki büyük bir yatırımda öğretmenlerin şimdilik devre dışı bırakılması. Kervan yolda düzülür mantığı burada da egemen. Kervan yoldayken, birde bakıyorsun ki teknoloji eskimiş. 5-6 yıl önce kurulan bilgisayar laboratuvarları şimdi atıl duruma düştü. Birkaç yıl sonra hepsi çöpe.
Bu ne aceleciliktir anlamadık. Eğitimdeki uygulamalar konusunda yüz kere düşünüp bir kere uygulamamız gerekir. İnsana yapılan yatırımlarda hata yapma olanağımız yok gibi.
Bir kuşağı kaybetmeye kimsenin hakkı olmadığı gibi haddi de olamaz.
Biz burada, eğitimin her kademesinde görev alan sorumlu kişilerin iyi niyetini ve çabalarını yargılamıyoruz.
Efendim şu arabanın fren sisteminde sorun çıktı, geri çağırıp eksikliği gidereceğiz. Satılan araçlar geliyor, sorun çözülüyor. Haydi, bizde liseye geçen öğrencilerimiz ilköğretime geri çağırıp eksikleri giderelim o zaman.
Teknoloji çocuklarımızı/öğrencilerimizi tutsak etmek üzere…
Evler artık üç beş bilgisayarın ve televizyonun işgali altında…
Okullarda bu işgale galiba destek verecek düzeye gelecek..
Ve çocuklarımızın sosyal gelişimi, duygusal gelişimi hızla düşecek.
Bütün eğitimcilere, anne – babalara küçük bir hatırlatma: Bilgisayar ve internet bağımlısı olan çocuklarımızın tedavisi için aylar sonraya sıra verilebiliyormuş.
Üç beş yıl sonrasını düşünebiliyor musunuz?
Bilgisayar ve internet, tıpta kullanılan nükleer enerji gibi, dozu kaçtığında inanılmaz zararları bulunuyor.
Öğretmeni unutulan bir eğitim sisteminde nereye varacağız.
Muhsin YAZICI
Yorum gönder