Bilim ve Sanat İnsanlığın Ortak Değerleridir

Öğrencilerimize ‘Sözlük’ Kullanmayı Öğretelim

Öğrencilerimize ‘Sözlük’ Kullanmayı Öğretelim

Öğrencilerin kelime dağarcığını geliştirmek, anlama kabiliyetini artırmak ve eskiden hareketle yeni ürün ortaya koymak amaçlı düzenlenen “sözlük” projelerine çok rastlar olduk. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından desteklenen bu projelerde kâh unutulan sözcükler gençler tarafından öğreniliyor kâh yerel ağızlar hatırlanıp kayda geçiriliyor.

Bu projelere bu kadar önem verilmesini ben de destekliyorum. Büyük düşünür Cemil Meriç, “Kâmus bir milletin hafızası, yani kendisi; heyecanıyla, hassasiyetiyle, şuuruyla. Kâmusa uzanan el namusa uzanmıştır.” sözleriyle sözlüğün toplumu millet yapan unsurların başında geldiğini vurgulamıştır.

İlkokuldan başlayarak eğitim-öğretim hayatının merkezine yerleşen okuma yazma ve daha sonra anlama çalışmalarının bütünleyici parçası sözlük kullanmayı öğrenmektir. İlkokul öğrencileri resimli sözlükler ile kelimelerin anlamlarını arayarak sözlük kullanmaya başlayacak yıllar geçtikçe de kullandıkları sözlük çeşitliliği artacaktır. Günümüzde teknolojinin yardımıyla kalın sözlükleri taşımak yerine Türk Dil Kurumunun Sözlük uygulaması ihtiyacı karşılamaktadır. Özellikle arama motorlarına anlamını bilmediğimiz kelimeyi yazmak ile anlamını öğrenmek arasında saniyeler geçmesi de zaman açısından kâr gibi görünse de sözlüğü eline alıp sözlüğün sayfaları arasında gezerken aramadığın kelimelerle karşılaşıp anlamlarını merak etmek, bir alttakine de bakmak ya da sonraki sayfaları çevirirken gizil öğrenmek gibi bir kazanım da kaybettik teknoloji sebebiyle.

Sözlük çeşitliliği de bir hayli çok olunca kavram kargaşası da yaşanmıyor değil. Kullanım alanına göre dil öğrenmek için kullanılan sözlükler, anadilimizi öğrenmek için kullanılan sözlükler, mesleklere özgü sözlükler, atasözü ve deyimler sözlüğü gibi sıralayabiliriz. Ben size bu yazımda çocukların kullanmakta ve kavramakta zorlandıkları atasözü ve deyimler sözlüğünden bahsetmek istiyorum.

Somut dönemde bulunan ilkokul çocukları için atasözleri ve özellikle deyimler anlamlarını kavramada en çok zorlanılan konular arasında yer almaktadır. “Keskin sirke küpüne zarar” dendiğinde keskin sözcüğünü bıçak gibi keskin anlayan, “Üzüm üzüme baka baka kararır.” İle karılaştığında gerçekten üzümlerin dalda birbiriyle bakıştığını anlayan çocuklar anormal bir davranış sergilememektedir. Matematik dersinde sayıları en yakın onluğa yuvarlama konusunu, sayıları yuvarlak içine alma şeklinde anlayanları bile duymuştuk. Peki, bunlar gibi soyut kavramlar çocuklara nasıl kavratılmalıdır?

Büyüklerimiz söylemek istedikleri ya da anlatmaya çalıştıkları şeyler karşısındakine ağır, anlaşılmaz geleceğini fark ettikleri anda başlarlarmış hikâye etmeye. Sonra dinleyici de kıssadan hisse çıkarırmış kendine. Son yıllarda yetişkinler için atasözlerinin ve deyimlerin nerelerden geldiği ya da hangi olaya binaen söylendiğine dair kitaplar raflarda yerlerini almıştı. İskender Pala’nın İki Dirhem Bir Çekirdek kitabı da bunlardan biridir. Deyimlerin anlatıldığı bu kitabı okuduğumda içimden çocuklara uygun böyle bir kitap olsa diye geçirmiştim. Yazar Süleyman Bulut da böyle düşünmüş olacak ki 101 Atasözü 101 Öykü ve 101 Deyim 101 Öykü kitaplarını yazdı. Bu kitaplarda atasözü veya deyimin söylenmesine vesile olan olaylar hikâye edilerek anlatılmış. Böylece çocuklar için soyut düşünmeyi gerektiren bu sözler hayata daha uyarlanabilir oluyor. Resimlerle de geliştirildiğinde de konu pekiştiriliyor. Hatta bununla ilgili de bazı okullarda resim yarışmaları düzenlenmiş. Bu yarışmalarda çocuklar yaptıkları resimlerde seçtikleri atasözü veya deyimi anlatmışlar.

Günümüzün sorunlarından biri okuduğunu anlayamamaktır. Tüm bu çalışmalar da aslında okuyan ve okuduğunu anlayan nesil yetiştirme çabalarıdır. PISA araştırmalarının sonuçları da bu konudaki eksikliğimizi ortaya koymuştur. Bu sorun sadece yetkililerin değil tüm toplumun sorunu olduğunda çözülecektir. Okulda yapılan çalışmalar evde desteklenmediğinde ya da aile üyelerinin her biri kitap okuyarak çocuğa örnek teşkil etmediği sürece gündemimizde yerini hep taze tutacaktır.

Lamia Şimşek

Not: Yazının içeriğinde yazarımız sorumludur.

Spread the love

Yorum gönder