Günün Düşündüreni
Ünlü bir Türk büyüğünün siyasi dile kazandırdığı kavramlar…
“şerefsiz”, “soysuz”, “sürtük”, “terörist”, “tezek”, “vampir”, “virüs,, “yalaka”, “haysiyetsiz”, “imansız”, “iki sarhoş”, “namussuz, “onursuz”, “ölü sevici”, “rezil”, “adi”, “ahlaksız”, “affedersin Ermeni”, “alçak”, “ananı da al git”, “(bunlar) ateist”, “cibilliyetsiz”, “çapulcu”, “çakal”, “çamur”, “çürük”, “edep fukarası”, “edepsiz”, “eşkıya”, “gafil”, “geri zekâlı”, “haysiyet fukarası”, “İsrail dölü”, “kan emici”, “kitapsız (dinsiz anlamında)”, “(bunlar) komünist”, “mankafa”, “namert”, “sanatçı müsveddesi”, “sefil”, “(bunlar) Zerdüşt”, “zürriyetsiz”
Ağzımızdan çıkana kadar sözler bize aittir. Çıktıktan sonra artık duyan herkesindir. Atalarımız ne demiş: “İmam osurursa cemaat sıçar”
Acaba diyorum toplum ikiye mi bölündü. Ağır sözler söylemeye hak kazananlar ve o ağır sözleri dinlemek ve sineye çekmek zorunda olanlar olarak…
Batman’da yapılan bir sokak röportajında “Biz Hizbullahçıyız, kafalarını keseceğiz” diyen düşünce özgürlüğünü kullandığı için içeri alınmıyor. Topluma karşı kin ve nefret duygusunu yaratmıyor demek.
Ama İzmir de bir sokak röportajında “21. yüzyılın göbeğinde parlamenter sistemden çıkıp koca ülkeyi tek bir adama verirsek, o da babasının ahırı gibi kullanır. Elin Arabi öldü diye ben neden yas tutuyorum. Utanmasa 40’ını da biz çıkaracağız” ifadelerini kullandığı için içeride.
Yine acaba diyorum, düşünce özgürlüğünü istediği gibi kullananlarla ağzını açınca içeri tıkılması gerekenler diye hak mı var?
Atladığımız ya da unuttuğumuz varsa özür dileriz…
www.bilimsanatyolu.com
Yorum gönder