Günün öyküsü: Tahtaya çakılan ve sökülen çiviler
Evvel zaman içinde çok iyi yürekli bir adamın bir erkek çocuğu varmış. Özünde iyi bir çocukmuş. Ancak çok çabuk öfkelendiği için herkesin kalbini kırıyormuş. Bu yüzden hiç kimse onunla arkadaşlık etmek istemezmiş. Bütün arkadaşları ondan uzaklaşmış ve yalnız kalmış.
Bir gün bu durumdan yakınarak babasına gelmiş. İyi, geçimli bir çocuk olmak istediğini söylemiş.
-“Lütfen babacığım, bana yardımcı ol. Gerçekten düzelmek istiyorum. Bana ne yapmam gerektiğini söyle.”
Babası bu duruma sevinmiş. Bir koca torba dolusu koca koca çiviler vermiş ve her öfkelendiğinde, arka bahçedeki atıl durumda olan eski tahta kapıya bir çivi çakmasını söylemiş.
Her şeye kızan öfkeli çocuk, kızmayı o kadar alışkanlık haline getirmiş ki, ilk gün kapıya tam kırk tane çivi çakmış. Fakat gün geçtikçe tahta kapıya daha az çivi çakmaya başlamış. Çaktığı çivilerin sayısı günden güne iyice azalıyormuş.
Sonunda öyle bir gün olmuş ki, öfkesine hâkim olmaya ve kırıcı sözleri ağzından kaçırmamaya başlamış.
Koşarak babasının yanına gitmiş. Sevinerek ve kendinden memnun bir biçimde durumu anlatmış.
Babası bu defa ona;
-“Aferin güzel evladım! Artık çivi çakmayı bırak. Çünkü öfkene hâkim olabiliyormuşsun. Seni tebrik ederim. Fakat şimdi senden, öfkene her hâkim olduğunda kapıdan bir çivi sökmeni istiyorum,” demiş.
Çocuk biraz şaşırmış. Ancak bunu neden istediğini sormamış. Bilge babasının elbet bir bildiği varmış. Babasının dediklerini sabırla yerine getirmiş. Günler sonra çocuk koşa koşa babasının yanına giderek kapının üzerinde artık bir tek çivi bile kalmadığını müjdelemiş.
Babası sevinçle oğlunu öpmüş. Elinden tutup kapının önüne getirmiş ve şöyle demiş:
-“Aferin oğlum, sonunda başardın. Ama şimdi sana söyleyeceklerimi dikkatle dinlemeni istiyorum. Kapının üzerindeki şu delikleri görüyor musun? Kapı bir daha asla eskisi gibi olmayacak. Eğer öfkelendiğinde çivi çakmak yerine karşındakine kötü sözler söyleseydin, o sözler aynen bu delikler gibi bir yara açacaktı karşındakinin kalbine. Birine bir zarar verirsin; defalarca ‘özür dilerim’ desen de o yaranın izini yok edemezsin. Bu nedenle, öfkene hâkim olup kimseyi kırmamak, incitmemek gerekir.”
-“ Bundan sonraki yaşamında öfkelendiğin zamanlarda kendini frenleyerek sergileyeceğin davranışlara ve ağzından çıkan kelimelere dikkat etmelisin. İnsanlar ile sağlıklı iletişim kurabilmen ve kalp kırmamak için öfke kontrolü çok önemlidir. Kalbinden sevgiyi, iyiliği ve nezaketi asla çıkarma ve en önemlisi öfkeni kontrol et ki iyi ve sevilen bir insan olasın.”
www.bilimsanatyolu.com
Yorum gönder