Pazar fıkraları – 5
En iyi vali
Adamın biri Erzurum’a vali tayin edilmiş.
Göreve başlar başlamaz halkı ve çevreyi tanımak için çıktığı gezilerin birinde köy halkına sormuş:
-“Şimdiye kadar Erzurum’a tayin edilmiş valiler içinde size en çok hizmet eden hangisiydi?”
Köylünün biri yanıt vermiş:
-“Sizden iki önceki valiydi; Mehmet Paşa.”
-“Yaaaa, öyle mi? Peki size ne gibi hizmetler yaptı?”
-“Daha Erzurum’a gelirken, yolda, Erzincan’da öldü!”
Zil çaldı, paydos oldu
Delileri uçağa bindirmişler, bir şehirden ötekine naklediliyorlardı.
Ama o kadar çok gürültü yapıyorlardı ki, sonunda pilot dayanamadı, uçağı ikinci pilota teslim ederek içeride ne olup bittiğini görmek istedi.
Deliler uçakta hep bir ağızdan bağırıp çağırıyorlardı. Baktı, en başta, bir deli, ötekilere uymamış, akıllı, uslu oturuyordu.
-“Sen neden bağırmıyorsun?” diye soracak oldu.
Adam:
-“Ben bunların öğretmeniyim, onlarda benim öğrencilerim. Şimdi teneffüsteler de onun için ses çıkartmıyorum.”
Pilot, çaresiz yerine döndü. Bir süre geçti. Bir an geldi ki sesler büsbütün kesiliverdi.
Pilot:
-“Aman çok güzel!” diye sevindi.
-“Herhalde kendinin öğretmen olduğunu sanan deli, ötekileri derse almış olsa gerek”, diye düşündü.
Ama dakikalar geçiyor, arkadan hiç bir ses seda çıkmıyordu. Pilot biraz daha bekledikten sonra merak etti. Gidip bakmak istedi.
Bir de ne görsün! Uçağın kapısı açık ve içeride öğretmenden başka kimsecikler yok değil mi?
Dehşetle sordu:
-“Öğrencilerin nerede?, diye…
-“Dersler bitti. Hepsini evlerine gönderdim!”
Evlenirken neredeydin?
Adamın işi varmış, Ankara’ya gidiyormuş, tam uçağa binerken kulağında bir ses:
-“Binme, bu uçak düşecek!”
Dönmüş, bakmış, kimse yok, ama içine de bir kurt düşmüş, binmemiş. İkinci uçağı beklerken kara haber ulaşmış:
-“Uçak düştü kurtulan olmadı!”
Koşmuş Haydarpaşa’ya, bilet almış, tam trene binecek, aynı ses kulağında:
-“Binme bu trene, raydan çıkacak!”
Dönmüş, bakmış yine kimse yok, trene binmemiş, gelmiş eve, sabah gazeteyi açınca tüyleri ürpermiş:
-“Tren Eskişehir’de raydan çıktı şu kadar ölü, şu kadar yaralı…”
Allah’ına şükretmiş, koşup otobüse bilet almış, tam binerken yine o ses:
-“Bu otobüse binme, freni patlayacak!”
Dönmüş yine kimse yok! Dayanamamış, bağırmış:
-“Sen kimsin yahu?”
-“Ben senin iyilik meleğinim!”
Adam iyice kızmış:
-“Yahu yahu ben evlenirken neredeydin!”
Burası neresi biliyor musun?
Bir savaş gemisi karanlık ve sisli bir gecede yol alıyormuş, derken kaptan köşkündeki komutan tam karşıda ve uzakta üzerlerine doğru gelen bir ışık fark etmiş. Hemen karşı tarafa sinyal göndererek şu mesajı geçmiş
-“Derhal rotanızı 30 derece doğuya çeviriniz.”
Karşından anında yanıt gelmiş:
-“Sen rotanı 30 derece batıya çevir!”
Komutan şaşırmış, biraz da sinirlenmiş, iletiyi tekrarlamış:
-“Rotanı derhal 30 derece doğuya çevir, emrediyorum!”
Karşıdan yanıt:
-“Asıl sen rotanı 30 derece batıya çevireceksin!”
Komutan öfkeden küplere binmiş, bir ileti daha yollamış.
-“Ben 30 yıllık kaptanım, sana son kez emrediyorum, rotanı 30 derece batıya çevir!”
Yanıt:
-“Sen 30 yılık kaptansan burası da 50 yıldır var. Sen rotanı 30 derece doğuya çevir.”
Komutan, o kadar sinirlenmiş ki, hemen mürettebata bütün topları ateşe hazır hale getirmelerini emretmiş ve son kez bir ileti göndermiş:
-“Burası bir savaş gemisi, derhal rotanı 30 derece batıya çevirmezsen ateşe başlayacağız.”
Karşıdan yanıt gelmiş:
-“Burası da bir deniz feneri.. Sen rotanı bir an önce 30 derece doğuya çevirmezsen birazdan kayalarla buluşacaksın.”
Camideki vaaz
Camideki vaazda yalan söylemekle ilgili açıklamaları dinleyen adam, vergi dairesine şu mektubu göndermiş:
-”Gelir vergisi beyannamemde yanlış beyanda bulunduğum için geceleri uyuyamıyorum. Bu nedenle kayıtlarımı yeniden gözden geçirdim ve 15 bin lira daha ödeme yapmaya karar verdim. Çek mektubum ektedir. Eğer geceleri yine de uyuyamazsam, geri kalan kısmını da göndereceğim.”
Mehmet Şimşek’in adamları ormanı basınca
Maymunun biri bir gün ormanın derinliklerine doğru yol alıyormuş. Birden karşısına son hızla kaçan bir ayı çıkmış.
Seslenmiş:
-“Hoop ayı kardeş niye kaçıyorsun?”
-“Hiç sorma maymun kardeş, ormanı Mehmet Şimşek’in adamları bastı.”
-“Eeee ne var bunda?”
-“Eeesi var mı bende kürk, hanımda kürk, çocuklarda kürk ben kaçmayım da kimler kaçsın?”
Ayı kaçarken maymun da yoluna devam eder. Bir süre sonra karşısına hızlı bir şekilde kaçmaya çalışan kaplumbağa gelir.
Maymun sorar:
-“Hooop kaplumbağa kardeş niye kaçıyorsun?”
-“Hiç sorma maymun kardeş, ormanı Mehmet Şimşek’in adamları bastı.”
-“Eee ne var bunda?”
-“Eeesi var mı, bende ev, hanımda ev, çocuklarda ev ben kaçmayım da kimler kaçsın” deyip kaçmaya devam eder.
Maymun da ormanın derinliklerinde ki gezintisine devam eder. Birden karşısına yırtık uçurtma gibi kaçmaya çalışan leylek gelir.
Seslenir :
-“Hoop leylek kardeş niye kaçıyorsun?”
Hiç sorma maymun kardeş. Ormanı Mehmet Şimşek’in adamları bastı.”
-“Eee ne var bunda?”
-“Eesi var mı? Bende yazlık, hanımda yazlık, çocuklarda yazlık” deyip yoluna devam eder.
Maymun gezintisine devam ederken birden dönüp kaçmaya başlar, bir süre kaçtıktan sonra birden durur.
-“Ulan ben niye kaçıyorum? Benim kıçım açık, hanımın kıçı açık, çocukların kıçı açık…”
Verginin hesabı
Timur, subaşının dünyalığının iyi olduğunu duymuş. Bu değirmenin suyu nereden geliyor, diye sormuş soruşturmuş, subaşının rüşvet yediğini öğrenmiş.
Adamı huzuruna çağırıp:
-“Çalarak, çırparak, yetim hakkı yiyerek, edindiğin servetin listesini getir”, demiş.
Subaşı kalın bir defterle gelmiş. Timur defterin yapraklarını birer birer yırtarak adamın ağzına tıkamış.
Ertesi gün, Timur, vergi toplama işini Hoca’ya vermiş. Bir süre sonra, Hoca, kocaman bir kül pidesiyle Timur’ un huzuruna gelince,
Timur sormuş:
-“Hayırdır Hoca, nedir bu boyunca pide?
-“Hünkârım, vergi hesabını pidede tutuyorum. Midem kâğıttan hazzetmez de!”
www.bilimsanatyolu.com
Yorum gönder