Ruhlarını Şeytana satanlar
Muhtemelen Cumhuriyetin kurulduğu yıllara ait bir fotoğraf. Pantolonda kaç yama var ama gayet rahat bir şekilde stüdyoda fotoğraf çektiriyor, pantolonundaki yamalardan ve üst başının çok düzgün olmadığından hiç utanmıyor.
O zamanlar “utanma duygusu” yok mu idi?
Vardı tabii ki.. Hem de bugünlerden çok daha yaygın ve toplumu kapsayan bir utanma duygusu vardı. Lâkin bugünün utanma duygusu ile o günlerin hayası, değer yargıları açısından çok farklıydı.
O yıllarda hırsızlıktan, yalan söylemiş olmaktan, rüşvet almaktan, kötü iş yapmaktan, kötülük yapmadan, devlet malına el uzatmaktan utanç duyulurdu, ar edilirdi.
Namuslu adamın elbisesinin yamasından utanılmazdı. Halk deyişi ile “ar damarı çatlamış” insan sayısı çok azdı.
Şu anda ise ahlâk değer yargıları değişti, daha da doğrusu ahlak kavramı yok oldu gitti. Şimdi fakirlikten utanılıyor da namussuzluktan hiç utanılmıyor..! Zenginleşmek için her yolu geçerli sayıyorlar. Ne din duygusu kaldı, ne milliyetçilik anlayışı ne de Atatürkçülük yolu…
Herkesin bir bedeli var. Makam, para için her kendilerini pazarlıyorlar. Parti kurup demediğini bırakmayanlar takla atarak ruhlarını sattılar.
Ne ar damarı kaldı ne de haya…
Yaşar Kemal’in deyişiyle:
–“O iyi insanlar o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık’
www.bilimsanatyolu.com
Yorum gönder