Bilim ve Sanat İnsanlığın Ortak Değerleridir

Bilimi ve bilimsel bilgiyi inançlara boğdurmak kime ne kazandıracak?

Bilimi ve bilimsel bilgiyi inançlara boğdurmak kime ne kazandıracak?

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa, “evrim kuramı” okul ders müfredatından tamamen çıkarılmasına siyasi irade karar vermiştir. Bu karar, 18 Temmuz 2017 tarihinde ilan edilen müfredat ile birlikte resmiyete dökülmüştür.

Bilimi ve sanatı gavur işi görenlerin kararını şaşkınlık ile karşılamış değiliz. Bu karar, sanatsal ve bilimsel bilginin inançlara boğdurulmasının kararıdır. Ve tamamen ideolojik bir tercihtir.

Zaten uzun yıllardır geleneksel tarikat kültürünü yayınlaştırmaya çalışanlar; suyun kaynadığını artık çay yapıp keyifle içerken “Evrim Kuramını” müfredattan atmanın keyfini yaşamak istiyorlar.

Zaten Ali Cengiz oyunu ile evrim konusunu işlevsiz hale zaten getirmişlerdi. 12. Sınıfların mayıs ayına denk gelecek son konuları idi. Öğrencilerin sınav telaşı arasında kaynayıp gidiyordu.

Evrim konusunun ders müfredatından kaldırılması eğitim uygulaması açısından zaten bir artısı ya da eksisi olmayacaktır.

Bu kararı alanlar, gerekçe olarak evrim konusunun öğrencilerin düzeyinin üzerinde olduğu fikrini ileri sürmektedirler. 5-6 yaşındaki öğrencilere soyut teolojik bilgileri uygun gören anlayış karar veriyor.

Bu sadece gülünç bir iddia değildir; aynı zamanda tamamen hatalıdır. Bu anlayış, evrimin müfredattan çıkarılmasının pedagojik endişelerden kaynaklanmadığını; kararın ideolojik amaçlarla alındığını net bir şekilde ortaya koymaktadır.

Bunun ötesinde evrimin gençlerimizin anlayabileceğinin ötesinde bir konu olduğu iddiası tamamen uydurmadır; çünkü evrim, anaokulundan itibaren herhangi bir yaş grubuna öğretilebilecek kadar basit bir konudur. Öyle ki, birçok konu evrimden çok daha karmaşık, anlaması güç ve zorlayıcıdır. 

Biyoloji müfredatı bakış açısından bakıldığında evrim ile ilgili izlenen genel olarak tutum endişe vericidir. Bilimsel veri bilgileri inançlara boğdurulmak istenmektedir.

Evrim, biyolojinin omurgasıdır. Bu omurga olmaksızın, biyolojide ele alacağınız kavramları bir bütünlük içerisinde toparlamanız mümkün değildir. Zaten çocuklara verilmek istenen ileti de budur. Bilimsel veriler tartışma konusudur. Gerçekliği hep kuşkuludur. Oya inancımıza göre konu şöyle açıklanıyor. Bunun dışında doğru aramak inanç sapmasıdır.

Diğer tüm bilim konuları gibi, her türlü siyasi veya dinî ideolojiden bağımsız olarak ele alınabilecek, sıradan bir bilim kanunudur. Bu kanunun nasıl ve neden o şekilde çalıştığını açıklayan bilimsel bulgular bütününe Evrim Kuramı, bu kuramı araştıran ve geliştiren bilim sahasına ise evrimsel biyoloji denir.

Evrim, günümüzde sadece temel bilimleri anlamak için kullanılabilecek bir araç değildir; aynı zamanda ekonomi ve mühendislik gibi uygulamalı bilim sahalarında bile aktif olarak kullanılan ve araştırılan bir doğa yasasıdır.

Çocuk ve gençlerimizi bu temel doğa yasasını öğretmemek, onların bilimsel algı ve kavrayışını köreltmek, Türkiye’nin zaten çok gerisinde olduğu çağdaş bilim dünyasına erişme gücünden yoksun bırakmak demektir.

Evrimin ışığı günümüzde sadece temel bilimleri değil, modern bilimin bütününü aydınlatmaktadır.

Şunu unutmamak gerekir ki gerçekler, müfredattan çıkarıldılar diye yok olmazlar. Bunun bir sonraki adımı olsa şaşırtmayacak olan, kitapların toplatılması, yakılması gibi beşerî ve bilimsel olarak temeli veya anlamı bulunmayan çabalar, bilimsel gerçekleri değiştiremez.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 21. yüzyılda böyle bir gerçeğe sırt çevirmesi, tüm vatandaşlarımız için kabul edilemez ve derinden yaralayıcı olmuştur.

Engizisyon Mahkemesi, Galileo’ya Dünya’nın dönmediğini söylemeye zorladı diye, Dünya dönmeyi bırakmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti evrimi müfredattan çıkardı diye de evrim süreci durmayacak, yok olmayacaktır.

Canlılar değişmeye, doğadaki evrim yasası öğrenilmeye ve öğretilmeye devam edilecektir. Nasıl ki Galileo’nun dudaklarından o meşhur üç kelime, “Eppur si muove” döküldüyse, ülkemizde ve tüm dünyada evrimsel biyoloji çalışan uzmanların da dudaklarından o üç kelime dökülecektir: “Eppur si evolve”. Yine de evrimleşiyor…

Tartışma götürmeyecek şekilde net olarak diyoruz ki: 21. yüzyılda halkımızı eğitmek için okullara ya da devlet desteğine zorunlu, bağımlı değiliz.

Ülkemiz insanına sözümüzdür. Karınca kararınca gücümüz, bilgimiz ve deneyimimiz yettiğince çalışacağız. Bilim var olduğu, bu ülkede aydınlanmaya ve modern bilime aç insanlarımızla buluşmaya çalışacağız.

Muhsin YAZICI

www.bilimsanatyolu.com

Spread the love

Yorum gönder