Bilim ve Sanat İnsanlığın Ortak Değerleridir

Türkan Saylan’ın ölümünün 15. yılı: Korkusuz bir eğitim ve halk sağlığı savaşçısı

Türkan Saylan’ın ölümünün 15. yılı: Korkusuz bir eğitim ve halk sağlığı savaşçısı

Türkan Saylan, 18 Mayıs 2009’da hayatını kaybetmişti

1983’te Van’da bir göçer obasında çalışmalarını sürdürürken

Lepra konusunda sorumluluk almak istedi

line

Saylan ve ekip arkadaşları cüzzam taraması için gittikleri Van’da köy kahvaltısı yapıyor (1983)

line
  • Türkan Saylan; 1976’da Cüzzamla Savaş Derneği’ni (CSD) 1980 yılında İstanbul Üniversitesi Lepra Araştırma ve Uygulama Merkezi’ni kurdu,
  • Merkez, 1981’de İstanbul Lepra Hastanesi adıyla açıldı,
  • Saylan, Sağlık Bakanlığı ve Tıp Fakültesi’nden hemşire, hekim ve personel sağlamaya çalıştı. Lepra hastalarının binlerce çocuğunun okutulması için çabaladı. Hemşire, doktor, mühendis olmalarını destekledi,
  • Onun çabaları sonucu Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Türkiye’yi “lepranın çok azaldığı” ülkelerden ilan etti,
  • Saylan, 1986’da Hindistan’da Uluslararası Gandhi Ödülü’ne layık görüldü.

Türkan Saylan’ın lepra çalışmaları sırasında çekilen fotoğraf

Ayşe Yüksel

‘İnandığı konudan asla vazgeçmezdi’

line

Türkan Saylan

ÇYDD nasıl doğdu?

1995’te dönemin ÇYDD Başkanı Türkan Saylan bir toplantının açılış konuşmasını yapıyor.

ÇYDD Başkanı hukukçu Aysel Çelikel, Türkan Saylan’la beraber derneğin kuran çekirdek ekipteydi.

ÇYDD Başkanı: Cumhurbaşkanı’nın bahsettiği kumpas bize zaten kurulmuştu

Ergenekon soruşturmaları kapsamında gözaltına alınan ÇYDD yöneticileri Filiz Meriçli, Ayşe Yüksel ve Avukat Nur Gerçel, daha sonra beraat etti.

‘Cumhurbaşkanı, ‘Ben bu davanın savcısıyım’ dememiş miydi?’

Çelikel, “ÇYDD’ye eskiden kurumsal destek fazlaydı. Şimdi bunlar yok ama toplumun desteği inanılmayacak kadar güçlü” diyor ve ekliyor:

‘Bu yaşta kızamık olacak hâlim yok ya!’

Halk sağlığı için on yıllar boyu ortak mücadele veren Türkan Saylan ve Ayşe Yüksel’in beraber son fotoğraflarından biri.

line

“Türkan Hoca biz üzülmeyelim diye ‘Bu yaşta kızamık olacak halim yok ya” demişti.O sözü hiç unutmadım.

“Her yıl kontrol olmama rağmen Ergenekon süreci, tutuklanmam, Türkan Hocamızı kaybetmek gibi nedenlerden olsa gerekmeme kanseri teşhisini kendi kendime koydum.

“Hemen aklıma Türkan Hoca’nın sözü geldi. Ben de aynısını kendime söyleyerek yaşama devam ettim. Tabii ki tanı konduğu günler de herkes fiziksel olarak da, karakter olarak da Türkan Hoca’ya çok benzediğimi söylediler. ‘Bari meme kanserinde benzemeseydin’ dediler.”

Kaynak: Öykü Altuntaş – BBC Türkçe

Spread the love

Yorum gönder