Mustafa Kemal Atatürk’e iftira: Şapka takmayanı astırdı
İlk kılık kıyafet değişimi 2. Mahmut zamanında 1828 yılında çıkarılan elbise nizamnamesiyle resmi başlık olarak kabul edilmiştir. Fesin Osmanlıya geçişi de biraz ilginçtir. 2. Mahmut döneminde Kaptan-ı Derya olan Koca Hüsrev Paşa Tunus’tan getirdiği fesleri gemilerdeki askerlere giydirmiştir.
1828 yılında Serasker olan Hüsrev Paşa bu kez de İzmir’de bir taburun er ve subaylarına fes giydirerek İstanbul’a getirerek eski Bab-ı Seraskeri meydanında (Bugünkü İstanbul Üniversitesi meydanı) padişahın huzurunda talim yaptırmıştır. Sarık yerine Rum ve Yahudi başlığının gelmesini yadırgayan Atatürk İnebolu’da halka şöyle seslendi:
“Yunan serpuşu olan fesi giymek câiz olur da şapkayı giymek neden olmaz ve yine onlara, bütün millete hatırlatmak isterim ki, Bizans papazlarının ve Yahudi hahamlarının kisve-i mahsûsası olan cübbeyi ne vakit, ne için ve nasıl giydiler” (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, II, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi Yayını, Ank. 1997, s. 220 – 221)
Atatürk bu konuşma esnasında Türk Milletinin bir cevher olduğunu ve giyiminden dolayı Avrupa’nın gözünde itibarsız ve çağın çok gerisinde kaldığımız için 2. Mahmut zamanından beri kullanılan “Redingot gibi, bonjur, smokin gibi, işte şapkanız!” demiştir.
Eğer Atatürk Şapka takmayanı kesecek olsa, bu ikna edici konuşmayı ve şapka tanıtmak için yorgunluk veren bu yurt gezisini yapmazdı.
Bilindiği üzere ilk kılık kıyafet değişimini 2. Mahmut yapmıştı. 2. Mahmut gerçekleştirdiği bu değişiklik yüzünden o dönemdeki gericiler tarafından ”gavur padişah” olarak anılmıştır.
Şu komik duruma bakın ki fesi getiren padişaha gavur diyenler, yaklaşık 100 yıl sonra fesi kaldıran Atatürk’e de gavur demişlerdir.
Yenilikleri kabul etmeyen 10.000’den başlayıp yüzbinlerce kişiyi, Atatürk astı diye söylemler vardır. Kıyaslamak adına Şeyh Sait 3000 kişi ile ayaklandı, bu isyanın bastırılması 2 ay sürdü.
13 milyonluk Türkiye’de (yetişkin nüfus 6 milyondur), yüzbinlerce kişi isyan etse devrim yerle bir olmaz mı?
Bir başka saçmalıkta, koca devlet emsali görülmemiş bir katliamı kendi halkına yapar mı? Bir de sebep şapka takmadı diye.
Adama gülerler.
Bir büyük saçmalıkta, halka şapka zorunluluğu gelmedi ki takmayan asılsın. 2 Eylül 1925 te çıkarılan bir kararname ile devlet memurlarının ve ordu mensuplarının şapka giymeleri zorunlu kılınmıştır. Sadece imamlar ve diyanet işleri başkanı bu kanun dışında tutulmuştur.
Yani halka zorlama yapılmadı. Bu iddiayı gerçek sanan arkadaşlar 2. Mahmut dönemi ile Atatürk’ü kıyaslasın. Her ikisi de sadece asker ve memura zorunluluk getirdi. Hatta takmayana yasada bir ceza belirlenmedi. Halkın tercih hakkı vardı ister takar ister takmaz.
Gelelim isyanlara, alim olduğunu iddia eden Sivaslı, Kemanlı Hoca 300 kişiyi devrimlere karşı harekete geçirmiş şapka yerine sarık takmaları konusunda ısrarcı olmuş. İsyan halka zarar verince tutuklamalar oldu.
Sivas’ta İmamzade Mehmet Necati devleti yıkmak adına irticai bir isyan çıkardı beraberindekilerle duvarlara hakaret beyannameleri yapıştırılarak basını kullanmaya kalktılar.
Teslim ol çağrısına uymadığı gerekçesiyle ile tutuklanarak sevk edildiği mahkemece idam edildi. Şapka yaptığı eylemin en masum suçuydu.
Erzurum’da Gavur İmam ve Hoca Osman’ın vali binasını basıp şapka takan memurlara saldırması üzerine isyan bastırıldı. Elebaşlarının daha önceki isyanlarda tutuklanıp salı verildikleri anlaşıldı. Mahkûmiyetlerine karar verildi.
Rize’de, İmam Şaban şehrin yağmalanmasını, hükümet konağının basılmasını teklif etmiş, buna uymayanları öldürüleceğini söylemiştir. İsyancılar halkın bundan sonra devlete vergi vermeyeceğini söyleyerek halkı devlete karşı açıkça isyana teşvik etmişlerdir.
Bitti mi? Hayııır.
Yine Rize’de Muhtar Yakup’un akrabası Peçeli Mehmet Ankara’da kargaşa çıkarıldığını, Mustafa Kemal’in üç yerinden yaralandığını, İsmet Paşa’nın öldürüldüğünü devletin dindar paşaların kontrolüne geçtiğini söyleyerek halkı galeyana getirmiştir.
Örgütlendikleri bölge sarp bir dağın deniz tarafında olduğu için ordu isyanı bastırmakta zorlandı.
Olay şapka giymeme sorunu değildir. Ortada silahlı bir isyan, yağmalanan köyler, basılan hükümet konağı ve esir edilen 6 jandarma vardır.
Hamidiye zırhlısı bu bölgeyi topa tutmuştur. Yargılama sonucunda 143 tutuklunun 80 i beraat etmiş diğerleri de çeşitli cezalara çarptırılmıştır.
Maraş’ta Üsküplü İbrahim Hoca cuma namazında cemaati din elden gidiyor diyerek valilik binasının basmaya teşvik etti. İsyancıların cephaneliği doğru taarruza geçmesi üzerine tutuklamalar olmuştur.
Yani bu olaylarda sadece sorun şapka değil rejime ve devlet otoritesini karşı bir kalkışma vardır.
İskilipli Atıf, Kurtuluş Mücadelesinde isyanlara destek vermesi, “ŞAPKA” adlı kitabı neticesinde halkı yeni kurulan devlete ve rejime karşı kışkırtmasından dolayı tutuklandı.
Bir süre sonra serbest kaldı. Tekrar halkı şeriat ve cumhuriyet yönetimi arasında tercihe zorladı. Mahkemenin verdiği karar neticesinde idam edildi.
Onun şapka adlı kitabı yüzünden asıldığını değil şapka kanunu yüzünden asıldığını halka anlatan şarlatanlar, halkın tarih bilgisinin zayıf olmasını kullandılar.
Halkımız hala yüzlerce kişinin sadece şapka takmadılar diye asıldığını sanar.
Toparlarsak, önceleri Arap sarığı ki Hint giysisidir. Araplar sonradan alıp giymişlerdir. 2. Mahmut’un isteği ile Yahudi Rum başlığı FES kullanıldı.
Kabul etmeyenler ona gavur dedi.
Atatürk FES’i kaldırdı bu kez ona gavur dediler.
Şapka kanunu sadece asker ve memurlara zorunluydu.
Halk, tercih ederse giyerdi, yasal bir cezası yoktu.
İsyanlar rejime, devlete, ilke ve devrimlerine karşıydı.
İsyanlar kişi ve kurumlara zarar verdiğinde yargılanmaları oldu.
Yargılanmaları da asla şapka takmadan kaynaklı bir ceza uygulanmadı.
Şapkadan dolayı asıldı denen İskilipli Atıf, yazdığı ŞAPKA adlı kitap ve davranışlarından ötürü cezalandırıldı.
www.bilimsanatyolu.com
Yorum gönder