Emek Kutsal, Dayanışma ise Haktır: 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü / Prof. Dr. Behçet Yeşilbursa

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı, işçi ve emekçiler tarafından dünya çapında kutlanan, birlik, dayanışma ve haksızlıklarla mücadele günü olarak kutlanmaktadır.
Sanayi devrimi ve haklardan yoksun işçiler 19. yüzyılın sonlarında tüm dünyada başlayan sanayi devrimi işçi ordularının oluşmasına neden oldu. Fabrikalar harıl harıl işliyor, kadınlar, erkekler ve hatta çocuklar günde 14-15 saat aralıksız, çok az bir ücrete adeta köle gibi çalıştırılıyordu. Hükümetler, iş yeri güvenliğini, sağlık koşullarını, örgütlenmeyi ve grev gibi en temel hakları bile kalkınmanın devam etmesi için göz ardı ediyordu. Bu duruma son verilmesi gerekmekteydi. İlk kıvılcım Avustralyalı işçilerden geldi.

1856’da sekiz saatlik iş günü hakkını elde etmek için ilk kitlesel greve imza attılar. Grev sırasında toplantılar, gösteriler ve eğlenceler de düzenlendi. Fabrika ve atölyelerin “köleleri” ilk defa seslerini duyuruyordu. 1856’da Avustralya’nın Melbourne kentinde taş ve inşaat işçileri, günde sekiz saatlik iş günü için Melbourne Üniversitesinden Parlamento Evi’ne kadar bir yürüyüş düzenlediler. İşçiler ellerindeki gücün farkına varıyor, patronlar bu uyanışı kırmak için yollar arıyordu. Ülkedeki bu ilk grev o kadar başarılı oldu ki her yıl kutlanmasına karar verildi.
Avustralya’daki mücadele tüm dünyaya yayıldı. 1 Mayıs 1886’da Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde işçiler günde 12 saat, haftada 6 gün olan çalışma takvimine karşı, günlük 8 saatlik çalışma talebiyle iş bıraktılar. Yaklaşık 350 bin işçi greve çıktı. Fakat hükümet ve işverenler bu grevi sert bir şekilde bastırdı. Boston’da 40 bin işçinin üzerine patronlar tarafından kiralanmış sokak çeteleri salındı. Grevden sonra işten atmalar arttı, işçiler mahkemeye verildi ve 8’i idam cezasına çarptırıldı. Özür dilemesi halinde idamdan kurtulacağı sözü verilen Albert Persons adındaki işçi mahkemede söylediği şu cümle ile tarihe geçti: “Bütün dünya biliyor suçsuz olduğumu. Eğer asılırsam cani olduğumdan değil, emekçi olduğumdan asılacağım.”
Chicago’da yapılan gösterilere yarım milyon işçi katıldı. Luizvil’de (Kentaki) 6 binden fazla siyah ve beyaz işçi birlikte yürüdü. O dönemde Luizvil’deki parklar siyahlara kapalıydı. İşçiler, sokaklarda yürüdükten sonra hep birlikte Ulusal Park’a girdi. Her eyalet ve kentte siyah ve beyaz işçilerin birlikte yaptığı gösteriler gazeteler tarafından “Böylece önyargı duvarı yıkılmış oldu” şeklinde yorumlanmıştı. Bu gösteriler 1 Mayıs’ı izleyen günlerde tüm harareti ile devam etti ve 4 Mayıs’ta kanlı Haymarket Olayı’na yol açtı. Uygulanan yasal baskılarla bu gösterinin tekrarlanması engellendi.

İdamlar tüm dünya işçilerini şoke etti. 14-21 Temmuz 1889’da Paris’te toplanan II. Enternasyonal kongresinde Fransız bir işçi temsilcisinin önerisiyle 1 Mayıs gününün tüm dünyada “Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü” olarak kutlanmasına karar verildi. Ve zamanla 8 saatlik iş günü birçok ülkede resmen kabul edildi.
Osmanlı Devleti’nde ilk defa 1905 yılında işçi hareketleri görülmeye başladı. 1 Mayıs ilk kez 1911’de Selanik’teki tütün, pamuk ve liman işçilerince kutlandı. İstanbul’daki ilk kutlama ise 1912’de yapıldı. 1921 yılında işgal kuvvetlerinin yasaklarına rağmen 1 Mayıs gösterileri yapıldı.
Osmanlı’nın ardından, Cumhuriyet döneminde Sovyetler Birliği ile dostluk ilişkisi çerçevesinde 1 Mayıs 1922’de Ankara’da İşçi Bayramı olarak kutlandı. Fakat Cumhuriyet döneminde ilk kez 1923 yılında resmî olarak kutlandı. 1 Mayıs günü yasal olarak “İşçi Bayramı” ilan edildi. Fakat 1924’te hükûmet kitlesel 1 Mayıs kutlamalarını yasakladı. 1925’te çıkan Takrir-i Sükûn Yasası ile grev, sendika ve gösteriler yasaklandı. İlerleyen yıllarda kutlamalara kontrollü izin verildi. 1935 yılında 1 Mayıs’a “Bahar Bayramı” adı verildi ve ücretsiz tatil günü ilan edildi.
1970’ler ise işçilerin meydanları yeniden doldurduğu yıllar oldu. 1976 ve 1977’deki 1 Mayıs kutlamalarına katılmak için gelenlerin sayısı İstanbul’un ünlü Taksim Meydanı’nda yarım milyona ulaştı. Fakat 1977’de korkulan oldu ve bayram havası yerini kan kokusuna bıraktı. Dönemin DİSK Genel Başkanı’nın konuşmasının hemen ardından emekçilerin üzerine ateş açıldı. Yaşanan panikte 37 kişi hayatını kaybederken 200’den fazlası yaralandı. Bu nedenle 1977 yılındaki 1 Mayıs, tarihe Kanlı 1 Mayıs olarak geçti. 1978’de yüz binlerce kişi tarafından Taksim Meydanı’nda kutlandı. 1979’da Sıkıyönetim Komutanlığı İstanbul’da miting yapılmasına izin vermedi, sokağa çıkma yasağı ilan etti. Buna rağmen İstanbul sokaklarında binlere ulaşan rakamlarla korsan 1 Mayıs kutlamaları yapıldı.

1980 askeri darbesi 1 Mayıs kutlamalarını yasakladı. 7 yıl boyunca işçi kutlamalarına izin verilmedi. 1987’de sadece milletvekillerinden oluşan bir grup Taksim anıtına çelenk bırakabildi. 1996’da Taksim Meydanı’nın yasaklı olduğu gerekçesiyle Kadıköy’de düzenlenen 1 Mayıs kutlamalarına on binlerce kişi katıldı. Eylemin ilk dakikalarında polisin silahsız göstericilere açtığı ateş sonucu 3 kişi hayatını kaybedince, Kadıköy’de büyük bir kitlesel isyan gerçekleşti. Ayrıca telsizinin sesini açık unutan bir sivil polisin göstericiler tarafından oldukça şiddetli bir şekilde dövülmesini Star TV’nin naklen duyurması ve bir başka yerde polislerin eğlenerek seyrettiği bir linç girişimini de naklen yayınlamasıyla hafızalara kazındı. Bu olaylardan sonra uzun yıllar Kadıköy’de 1 Mayıs kutlamalarına izin verilmedi.
2006 yılında en geniş katılımın yaşandığı yer Kadıköy oldu. Çeşitli sendikalar ve gruplar saat 12:00 sularında Rıhtım Caddesi’ne yürüdü. Düzenlenen miting sonrası saat 16:00 sularında gruplar tamamen dağıldı. 2007 yılında 1 Mayıs’ı tekrar Taksim’de kutlayarak aynı zamanda 1977’de olan olayları anmak isteyen grupları polis silah, biber gazı, gaz bombası kullanarak durdurmaya çalıştı. 100’den fazla kişi yaralandı. Valiliğe göre 580, diğer kaynaklara göre 700’e yakın gözaltı gerçekleşti. Bir vatandaş hayatını kaybetti.
2008 Nisan’ında, 1 Mayıs’ın “Emek ve Dayanışma Günü” olarak kutlanması kabul edildi. 22 Nisan 2009 tarihinde TBMM’de kabul edilen 5892 sayılı yasanın, 27 Nisan 2009’da Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesi ile, 1 Mayıs resmî tatil ilan edildi. 2010, işçi bayramının yeniden binlerce kişi ile kutlandığı ilk yıldı. Taksim Meydanı’nı 200 bin kişi doldurdu, görkemli bir kutlama gerçekleştirildi. 2011 ve 2012 yıllarında da 1 Mayıs Taksim’de kutlandı. Fakat 2013’te sendikaların 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı Taksim Meydanı’nda kutlama ısrarı göstericilerle güvenlik güçlerini karşı karşıya getirdi.
2020’de 15 sendika yöneticisi Taksim Meydanı’na yürümek isterken gözaltına alındı. 2021’de salgın sebebiyle 1 Mayıs İşçi Bayramı önceki yılki gibi temsili olarak kutladı. 2022’de İstanbul’da kutlamalar Maltepe Miting Alanı’nda oldu. Alana gökkuşağı bayrakları ile girmek isteyenlerle polisler arasında gerginlikler yaşandı. Taksim Meydanı’na çıkmayan isteyen gruplara polis izin vermedi. 2023’te İstanbul’da kutlamalar yine Maltepe Miting Alanı’nda oldu. Özellikle siyasi partilerin yaklaşan seçimle birlikte daha duyarlı olduğu ve üyelerini alanlara taşıdığı görüldü. 2024’te İstanbul’da Saraçhane’de toplanan ve Taksim’e yürümek isteyen gruplar polis barikatı ile engellendi.
Emek kutsaldır, dayanışma ise haktır. Emek sömürüsüne hayır.
1 Mayıs Emek ve Dayanışma gününüz kutlu olsun.
Prof. Dr. Behçet Yeşilbursa
www.bilimsanatyolu.com
Yorum gönder