Zor Anneler / Doç. Dr. Şafak Nakajima
Anne, hemen her çocuğun gözünde adeta bir tanrıçadır. Bu büyük gerçeği, minik torunumun kızımın gözlerine tarifi imkânsız bir aşkla bakarken hissettiği o derin bağlılıkta tekrar hatırlıyorum.
Anneniz, muhteşem ya da sorunlu, sevgi dolu ya da öfkeli biri olabilir. Nasıl biri olursa olsun, yaşam hikayenizin merkezinde daima o vardır.
Çünkü her şey onunla başlar.
Sevgi ve güvenle kurulan bir anne-çocuk ilişkisi, çocuğun benlik saygısını güçlendirir, duygusal olgunlaşmasını destekler ve yaşamına olumlu bir yön verir. Ancak, her çocuk bu ideal ilişkiyi yaşamayabilir. Zor annelerle kurulan ilişkiler, sıklıkla yıkıcı ve zarar vericidir. Zihin, beden ve sosyal sağlığınızı bozar.
Eğer aşağıdaki davranışlardan bazılarını tanıyorsanız, zor bir anneyle iletişim kuruyor olabilirsiniz. Ya da bu yazı yardımıyla, kendinizin zor bir anne olduğunuzu keşfedebilirsiniz.
Zor davranışlar her zaman belirgin ya da sürekli olmayabilir; bazen dönemsel olarak ortaya çıkabilir ya da farklı derecelerde kendini gösterebilir. Üstelik zor annelerin, zeki, sevecen ve eğlenceli yanları da vardır, bu da ilişkinizi daha da karmaşık hale getirebilir.
Gelin zor annelerin özelliklerinden bazılarına örneklerle bakalım:
Sürekli Eleştiri: Annenizin seçimlerinizi sürekli olarak eleştirmesi, ne yaparsanız yapın yeterli hissetmemenize sebep olur. Örneğin, yeni bir elbise aldığınızda,
-“Bu elbiseyi hiç beğenmedim, çok yanlış bir seçim yapmışsın” diyebilir.
Bütün gün çalışmanıza rağmen,
-“Hep tembellik yapıyorsun, hiçbir şeyi başaramazsın bu kafayla” gibi haksız eleştiriler yöneltebilir.
Hedeflerinizden bahsederken,
-“Bu işlerle vakit kaybetmenin bir anlamı yok, boş şeyler bunlar” diyerek fikirlerinizi küçümseyebilir.
Taşınmayı planladığınız evi gördüğünde,
-“Bu evde mutlu olacağını sanmam, başka bir yer bakmalısın” diyerek kararınızı yadsıyabilir.
Sınır Tanımama: Annenizin, sınırlarınıza saygı duymaması ilişkinizi zorlaştırır. Örneğin, habersizce evinize gelebilir.
-“İstediğim zaman gelirim, sonuçta annenim” der.
Partnerinizle yaşadığınız bir tartışmanın detaylarını sorarak,
-“O sana uygun değil, neden hâlâ onunla berabersin?” gibi yorumlarda bulunabilir.
Odanıza girerek özel eşyalarınızı karıştırıp,
-“Temizlemen gerekiyordu, ben sana yardım ettim” gibi mazeretlerle sınırları aşabilir.
Empati Yoksunluğu: Annenizin empati yapamaması, hislerinizi göz ardı etmesi, ilişkinizi zora sokabilir. Örneğin, üzgün olduğunuzu fark ettiğinde,
-“Buna ağlamanın bir anlamı yok, herkes zor durumda” diyerek duygularınızı küçümseyebilir.
İlişki sorununuzu paylaştığınızda,
-“Kendi hatan, kimse böyle birine âşık olmaz” diyerek empati kurmak yerine sizi suçlayabilir.
Sağlıkla ilgili bir sıkıntınızı dile getirdiğinizde ise,
-“Bunları sürekli söylemen gereksiz, hepimiz aynı şeyleri yaşıyoruz” diyebilir.
Şartlı İlgi ve İlgisizlik: Anneniz yalnızca kendi isteklerine uygun durumlarda size ilgi gösteriyor veya aksi halde tamamen ilgisiz davranıyor olabilir. Örneğin, sizinle ilgili bir sorundan bahsetmeye çalıştığınızda, konuyu hemen kendisine yönlendirebilir. Yalnızca iyi ve başarılı olduğunuzda size ilgi gösterirken, kötü bir gün geçirdiğinizde tamamen ilgisizleşebilir.
Duygusal İhtiyaçların Önceliği: Anneniz, kendi duygusal ihtiyaçlarını ön plana çıkardığında, siz kendi ihtiyaçlarınızı geri planda tutmak zorunda kalabilirsiniz. Kendisini sürekli mağdur göstererek sizi suçlu hissettirebilir. Örneğin, özel bir sorununuzla ilgilenmeniz gerektiğinde,
-“Benim ne kadar zor durumda olduğumu fark etmiyor musun?” diyerek sizden ilgi bekleyebilir.
Başka bir önemli randevunuz varken,
-“Eğer bana gelmezsen çok üzülürüm, kimse benimle ilgilenmiyor” diyerek duygusal bir yük bindirir.
Rekabet ve Kıskançlık: Annenizin size karşı rekabetçi davranması ya da sizi kıskanması, kardeşler arasında ayrımcılık yapması, ilişkinizi zedeleyebilir.
Örneğin, sürekli,
-“Kim daha çok seviliyor?” tartışmalarına girer.
Mezuniyet gününüzde,
-“Ben bu kadar fırsat bulamadım, her şeyin senin için bu kadar kolay olması büyük şans” diyerek o anın kutlamasını gölgeleyebilir.
Başarılarınızı kutladığınızda,
-“Ben olsam daha iyisini yapardım” diyerek, kendi standartlarına göre sizden daha üstün görünmeyi tercih edebilir.
Kendi Yansıması Olarak Görme: Anneniz, başarılarınızı kendi başarısı gibi gösterebilir ve başarısızlıklarınızı ise tamamen size yükleyebilir.
Terfi aldığınızda,
-“Ben sana bu kadar emek verdim, bu başarı aslında benim” diyerek kendisini ön plana çıkarabilir.
Güçlü dostluklarınızı,
-“Onunla arkadaş olmanı ben önerdim, bu yüzden bu kadar iyi anlaşıyorsunuz” diyerek kendine mal edebilir.
Sorulara verdiğiniz yanıtlar, annenizle olan ilişkinizdeki zorlukları yansıtıyorsa, ilişkinizi daha sağlıklı bir hale getirmeniz hem zihinsel hem de fiziksel sağlığınız için oldukça önemlidir. Bu konuda biyopsikososyal birey ve aile danışmanlığı programımızdan yararlanarak, duygu, düşünce ve stres yönetimini, sınır çizmeyi ve özgüven kazanmayı öğrenebilirsiniz.
Kaynak: safaknakajima.com
www.bilimsanatyolu.com
Yorum gönder