Bilim ve Sanat İnsanlığın Ortak Değerleridir

Anne-Baba ve Çocuklar Arasında İletişim

Anne-Baba ve Çocuklar Arasında İletişim

  • Dinlemeye yeterince zaman ayrılmalıdır. Çevrede dikkati dağıtacak etmen olmamalıdır. Akşam yemeği sırasında ya da yatmadan önce genellikle konuşma için en uygun zamanlardır.
  • Anne-baba konuşma sırasında kendi düşüncelerini bir kenara bırakıp çocuktan gerekli mesajları almaya çaba göstermelidir. Bunun için tüm dikkatlerini ona vermeli, kendilerini bir an için onun yerine koyarak onun hissettiklerini anlamaya çalışmalı ve onun düşüncelerine değer verdiklerini hissettirmelidirler. 
  • Çocuğu dikkatle dinleyip onu anladıktan sonra, biraz daha yumuşak bir söylemle aynı şeylerin çocuğa yinelenmesine yansıtmalı dinleme yöntemi denir. Fakat, bu çocuğun söylediklerini papağan gibi yinelemek biçiminde olmamalıdır. Çocuğun söylediği şeylerin her zaman tam ve doğru mesajlar olmayabileceği ve bunların altında yatan değişik korku ve endişelerin olabileceği akılda tutulmalıdır. Bu duyguları sözcüklerle belirtmek için konuşma arasına girilerek “sanki bana biraz korkmuşsun… üzgünsün… kızgınsın … gibi geldi” gibi cümlelerle altta yatan duygular öğrenilebilir. 
  • Çocukla konuşurken göz teması çok önemlidir. Onun söylediklerine ilgi gösterildiğini belirtmek için arada bir baş sallayarak onaylamak ya da “evet.. anlıyorum… yaaa” gibi karşılıklar vermek çocuğun konuşmasını sürdürmesini destekleyecektir. 
  • Anne-babalar kendi beklentileri ya da düşüncelerine uymasa bile çocuğun konuşmasını kesmeden, sabırla ve eleştirmeden dinlemelidir.
  • Çocuğun karşılaştığı sorunları kendisinin çözmesi için ona fırsat tanımalı, bu yönde yüreklendirmeli, ancak uygun biçimde ona yol da göstermelidir.
  • Verilmek istenen mesaj anne-baba ya da çocuk tarafından yanlış algılanabilir.
  • Anne-baba ile çocuğun huyları birbirleri ile uyuşmayabilir.
  • Anne-babanın konuşma tarzı çocuğun öfkelenmesine ve tepki göstermesine neden olabilir. Örneğin, ortaokul çocukları bazen anne ya da babalarının sürekli yargılayıcı ve emrivaki konuştuklarından, kendilerini hiç anlamadıklarından ve konuşmalarını ikide bir kestiklerinden yakınabilirler. Eğer böyle bir durum söz konusu ise, anne-babanın kendi konuşma tarzlarını da tarafsız olarak gözden geçirmesi ve dinlemesini öğrenmesi yararlı olacaktır. Yoksa çocuk bu konuşma biçimini başka kimden öğrenmiş olabilir?
  • Çocukta kekemelik gibi düşüncelerini açıklamasına engel olan bir konuşma bozukluğu olabilir.
  • Anne-baba ya da çocuğun zihnini meşgul eden düşünceler, endişeler ve stres iyi bir iletişim kurulmasını engelleyebilir.
  • Konuşmak için uygun bir zaman ve yer seçilmemiş olabilir. Okuldan yorgun olarak gelmiş çocukla sorunları konuşmak yerine, çocuk yemek yedikten ve biraz dinlendikten sonra konuşmak çok daha yararlı olur.
  • Konuşmak için kimsenin olmadığı, sakin bir yer seçilmelidir. 

   Sonuç ve Öneriler

 Kaynaklar
 1- Hetznecker WH, Forman MA. Psychologic disorders – assessment and interviewing. In: Behrman RE, Kliegman R, Arwin AM (eds). Nelson Textbook of Pediatrics. Philadelphia: W.B. Saunders Co., 1996.
 2-  Schor EL. Caring for your school-age child. New York: Bantam Books, 1995.
 3- Yörükoğlu A. Çocuk ruh sağlığı. Ankara: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 1986.

Dr. Sadık Akşit*
* Doç.; Ege Üniv. Tıp Fak. Pediatri Anabilim Dalı

Kaynak: ttb.org.tr

www.bilimsanatyolu.com

Spread the love

Yorum gönder