Çocuklar Serçe Gibidir
Anne – baba ve çocuk arasında kurulan bağ ve sevgi biçimi çok önemlidir. Duygu alışverişi biçimi koşullu olursa ileride büyük sorunlar baş göstermesi kaçınılmazdır.
Anne – baba ve çocuk arasındaki bu bağın eksik ya da yanlış olması ileride psikolojik sorunlar yarattığı gibi aşırı ilgi ve korumacılık da aynı sonucu vermektedir. Bu bağın eksikliği ileri derecede psikolojik sorunlara zemin hazırlarken, aşırılığı da zararlıdır.
Anne – baba olmak çocuğa karşı ilgi ve iletişimde dengeyi tutturmakla ve uygulamakla sağlıklı bir zemine oturacaktır.
Elinizde bir serçe kuşunun olduğunu düşünün. Avucunuzu giderek sıktıkça serçenin hareket alanını yok edersiniz. İyice sıktığınızda hareket edemez hale gelir. İyice sıkarsanız da ölme tehlikesi olacaktır. Şimdi de bunun tersini yapalım. Avucunuzu yavaş yavaş açın. Hareket alanı genişleyecektir. İyice açtığınızda serçe uçup gidecektir.
İşte çocuk yetiştirme dengeyi tutturmakla oluşmaktadır. Ne çok sıkacaksınız ne de iyice açıp bırakacaksınız.
Aşırı korumacı anne – baba yaklaşımı yarardan çok zarar verir. Yaşama hazırlanmasına izin verilmeyen çocuk başkalarına bağımlı bir yaşam sürdürmek durumunda kalacaktır.
Bırakın çocuklarını kendi iradeleriyle yaptıkları işlerde ufak tefek hatalar yapsınlar. Anne – babalar ve öğretmenler hatalarını iyi gözlemleyip rehberlik yapmalıdır.
Anne – babanın, “sen onu yapamazsın, dur yapma”, ‘’ben yapayım, sen kırarsın, dökersin, düşersin, yanarsın, beceremezsin” gibi yaklaşımları çocuğun deneyim kazanması önünde büyük bir engeldir. Böylelikle yaşamlarında birilerine gereksinim duyarak yaşama hazırlanmadan atılmış olur. Burada anne babanın akılcı uygulamaları çocuğu tehlikeye atmamak için çok önemlidir.
Aşırı korumacı davranış geliştiren anne – babalar çocukların kendini ve yeteneklerini tanımalarını da engellemektedirler. Aslında yarardan çok zarar verdiğinin farkında bile değildirler. Onlara sorsan bu davranış özellikleri yüzünden kendilerini çok iyi anne – baba sanmaktadırlar.
Aşırı koruyucu anne – baba davranışları risk alamayan, kararsız, özgüvensiz bireyler olarak yetiştiklerini görürüz. Yaşama hazırlanmamış bu çocuklar, bugün anne babasına bağımlı iken, okulda grup liderine, evlendiğinde eşine, iş yerinde arkadaşlarına bağımlı olacaktır. Herhangi bir görev ve sorumluluk almaktan çekinecektir.
Düşünün ortaokula başlayan çocuğun ayakkabısını sürekli anne – babasının giydirdiğini. Okula götürüp getirirken sürekli elinden tutulması. Kendi başına yemek yemeye izin verilmemesi. Çocuğun öz bakımına yönelik her şeyi ailenin üstlenmesi, ev ödevlerinin anne – baba tarafından yapılması.
Anne – baba ve çocuk iletişiminde bağımlılık yerine bağlılık duygusunun geliştirilmesi çok önemlidir. Burada çocuğun öz benliğine duyulacak saygı ve güven duygusu geliştikçe bağımlılık yerine bağlılık duygusu gelişecektir.
Çocuğunuz her hangi bir yerde yanlış yaptığında ben bunu annem babamın desteğiyle aşarım ve onlardan mutlaka destek almalıyım derse her şey sağlıklıdır. Yok, eğer yanlış yaptığında bu durumu ailesinden saklamaya ve korkmaya başlıyorsa orada sorun büyüktür.
Aşırı korumacı ailelerin çocukları hatalarında bu davranışlarını sürekli saklama yoluna gittikleri gözlemlenmiştir.
10.07.2024
Muhsin YAZICI -Eğitimci
Yorum gönder