İlluminati Örgütü
Dünyayı 12 kişi yönetiyor ve bu 12 kişinin 300 kadar alt kadrosu verilen emirleri uyguluyorlar. İlluminati adı verilen bu çetenin hedef başkenti Kudüs olan tek bir dünya devleti kurmak var.
Ancak daha sonra Asya-Avrupa arasında bir köprü vazifesi gören ve stratejik konumu, tarihi geçmişi ve Antik değerleri yüksek olan ve Bizans, Roma imparatorluğu eserlerinin yeraltı tapınaklarının, Kiliselerin yoğun olduğu İstanbul üzerinde anlaştılar ve İstanbul’un isminin de Konstantinapol olarak değiştirilmesine karar verdiler. Ekümenliğin ilanı ve birçok İllerimize Vatikan’ı temsilin Metropolit Papazların atanmaları da bu amaçla planlandı.
İlluminati Gizli Dünya Devleti örgütü dedikleri proje için birçok kitaplar yayınlandı. Bu alanda yayınlanan hiçbir esere benzemiyor. kadro, İlluminati,1575′te İspanya’da bulunan ve özellikle ruhani kudret sahibi olduklarını iddia eden bir dini parti veya bu partinin üyelerine verilen isimdi.
Amerikalı Yazar Texe Marrs, ”Süper zenginlerin yönettiği bir Dünya Komplosu”ndan bahsettiği kitabında, dünyaya hakim olan bu güce ‘İllumınati’ adını uygun görmüştü.
Kitabın satırları arasına gömüldükçe ve sayfalar arasında ilerledikçe inanması güç iddialarla karşılaşıyorsunuz.
Yazara göre, dünyayı kendilerine “bilge adamlar” adını veren,12 kişi yönetiyor. İlluminati’nin güç şebekesi, dünyanın en güçlü kişilerinden, yatırımcılarından, şirket başkanlarından ve siyasilerden oluşuyor. “İç çember” denilen en tepedeki 12 kişiye bağlı 300 kişi ise onların alt kadrosunda yer alıyor ve talimatlarını yerine getiriyorlar.12 kişilik “bilge adamlar” grubunda Fransa’dan üç, ABD’den iki, Kanada, Avusturya, İngiltere, İspanya ve Güney Afrika’dan birer üye bulunuyor. Yazar, burada Fransa’nın üç üyelikle ilk sırada yer almasının yanıltıcı olduğunu, Kanada’nın bir üyesinin de ABD’nin üçüncü adamını tamamladığını belirtiyor.
“İç çember” üyelerinin ortak özelliği Dış İlişkiler Konseyi, Bilderberg, Trilateral Komisyon, Mahson Tarikatı, Kafatası ve Kemir Tarikatı, Aspen Enstitüsü, Malta Şövalyeleri, Opus Dei, Roma Kulübü, Bohemian Grove, Mont pelerin Cemiyeti, Dünya Ekonomik Forumu, Dünya Federalleri üyesi olmaları. İlluminati Komplosu’nun hedeflerinin başkenti İstanbul’un (Konstantinapol) olarak isminin değiştirilmesi ve Dünyayı buradan yönetmeyi planladıkları anlaşılmaktadır.
Yılda bir kez bir araya gelen İlluminati üyeleri, hedefledikleri dünya devletini kurmak için birçok planlar yapıyorlar. Bu planların içinde çeşitli ülkelerde ekonomik krizler çıkararak, ülkeleri sömürmek, savaşlar çıkarmak, “Daha Fazla Savaş” ilkeleri gereği savaşların sürekliliğini sağlamak, biyolojik ve kimyasal silahları ile çeşitli hastalıklar icat etmek, (kitapta, AIDS ve HIV’in ABD’deki askeri araştırma laboratuvarlarından dünyaya yayıldığı iddia ediliyor.) Dünya nüfusunu azaltıcı çalışmalar yapmak, etnik temizliği desteklemek ve 11 Eylül örneğin de olduğu gibi terör olayları yaratarak,” anti-terör yasaları” çıkarmak. Yazarın iddiasına göre,11 Eylül saldırısı için FBI bazı Arapları kullandı ve bombaları temin etti. İlluminatı’nın ilkelerinden en önemlisi “Kaostan kaynaklanan düzen”. İlluminati, kendi düzenini çıkarmak için sürekli kaos yaratmak zorunda.
İlluminatinin amacı dünya nüfusunu kontrolleri altında tutup tek bir dünya devlet kurmak. Bunun içinde insanları olduğunca cahil, ruhsuz, duygusuz, umursamaz, bana ne lazımcı, vurdum duymaz hale getirmek için toplumsal ve zihin kontrolü yapmak, hipnozlamak, Işın fazları frekansları ile beyinleri etkilemek, tüm bunları yaparken en güçlü silahları ise televizyonlar, uydular, akıllı telefonlar, Modem’ler, Wİ-Fİ, radyo, çanak antenler, elektrik, elektronik ve elektromanyetik cihazları kullanmak için senelerdir plan, projeler üretmek, deneyler yapmak, uygulamaya koymak, Ülkelerin Tarım ve Hayvancılığını, Milli tohumlarını yok ederek, ithal kimyasal montajlı gıdalarla bağışıklık sistemlerini çökertmek ve her türlü hastalığa elverişli, vücut yapısı oluşturmak için her türlü film ve dizileri yaptılar.
Dünyada bir kesim çatlayıncaya kadar yerken, Afrika’da her 6 dakikada 1 çocuk açlıktan ölüyor. Dünyada ki yiyecek rezervleri herkese yetebilecek kadar çok olduğu halde bunları yasaklı hale getirip, kendilerinin verecekleri ithal gıdaları yemek için yasal emir ve talimatlar veriyorlar.
Yani pink floyd’un da dediği gibi “We dont need no education.” Bu sisteme “Yeni Dünya Düzeni” diyorlar. Bir anda ortaya çıkan hastalık lar, yediğimiz içtiğimiz şeylerde ki kanserojen maddeler, GDO’lu yiyecekler…Hiç birisi tesadüf değil, hepsi amaçlarına hizmet etmesi için kullanılan silahlar.
İlluminati, Siyonizm ile de büyük ölçüde bağlantılıdır. Bugün bilinen en yüksek kademe masonlar Rothschild ve Rockefeller, aileleri Yahudi’dir. Bu iki aile her ne kadar dünyanın en zenginleri olsalar da hiç bir zaman isimleri dünyanın en zenginleri listesinde çıkmaz. Bu ailelerden biraz bahsedecek olursak;
19. yüzyılın büyük bir çoğunluğunda, bir Yahudi bankacılar ailesi olan Rothschild Ailesi, Avrupa’nın para marketlerini yönetti. Birçok Avrupa toplumu, borçlarını, savaş tazminatlarını ödemek veya barış projelerini finanse etmek için Rothschild’lardan para borçlandı.
Rockefeller ailesi ise Amerika’daki Yahudi lobisinin başını çeken bir ailedir.
Bu aile de Rothschild ailesi gibi başlangıçta banka ve finansman işine ağırlık verdi. Bu yüzden Amerika’da yıllardan beridir para piyasalarında saltanat sürmektedirler. Hatta Amerika’da sermaye alanında 150 yılı aşan bir Rockefeller hanedanlığından söz edilir. Fakat sadece finans ve para piyasasında kalmamışlardır. Petrolden endüstriye çok geniş bir alana yayılmış ve oldukça güçlü bir sermayenin sahibi olmuşlar dır. Özellikle petrol alanında tam bir dev ve tröst haline gelmişlerdir ve Amerika’nın en önemli petrol şirketleri onların elindedir.
İlluminati, “Masonluk” ismi ile de oldukça bilinir. Tarihte ki bilinen ”Masonlar” Amerika’nın ilk başkanı olan George Washington, Walt Disney, Benjamin Franklin, Napoléon..
Amerika tarihinde başkanlardan sadece ikisi mason değildi ve ikisi de suikasta kurban gitti. (Sizce bir tesadüf mü?)
Amerika Birleşik Devletleri’nin 16. Başkanı Abraham Lincoln; Lincoln ABD’de köleliğe karşı olduğunu resmen dile getirdi ve köleliği 1863′ de resmen kaldırdı. Bu onun sonunu hazırları ve suikast sonucu ölen ilk ABD başkanı oldu.
“The very word”secrecy”is repugnant in a free and open society;and we are as a people in herently and historically opposed to secret societies,tosecret oaths and to secret proceedings.”
Yani: ”Gizlilik” sözcüğü, özgür ve açık bir toplum da tiksindiricidir ve bizler insan olarak, doğamız ve tarihimiz gereği gizli topluluklara, gizli yeminlere ve gizli işlemlere karşıyızdır.
35. Amerika başkanı, John. F Kennedy gizli örgütlerin varlığından ve dünyayı nasıl yönettiklerini anlattığı o tarihi konuşmasından sonra suikasta kurban gitti. İlluminati bahsine yerli-yabancı kaldığımız yerden devam edelim. Çünkü bu örgütlenme karanlık bir geçmişe sahiptir ve ideolojilerin üstündedir.
Yerküredeki toplumsal dönüşümlerin seyrini o belirlemektedir. Mademki dünyanın sahipleri var. Sahiplerimizi tanıyalım; kimle dalaşacağımızı bilelim.
28 Şubat postmodern darbesi bir BOP projesidir. Darbe olarak adlandırılan bu dönem ABD desteğiyle AKP’nin sancılı doğumundan ibarettir. Doğum sırasında anne (Refah Partisi) vefat etmiş, ama ülkemize gayet gürbüz ve tombalak bir çocuk armağan etmiştir.
Ortadoğu ile kapsamlı bir biçimde ilk ilgilenen ABD başkanı Dwight Eisenhower’dır. Bu bölge ile ilgili geliştirdiği projeye Eisenhower Doktrini denilmektedir.
Aynı amaçlarla kurulan Eisenhower vakfı 100’ü aşkın ülkede faaliyet göstermektedir. Bu vakıf bir zamanlar DSİ Genel Müdürü olan Süleyman Demirel’i neden kursiyer seçip ABD’ye davet etmiştir?
Bir süre sonra Demirel 41 yaşında Türkiye Başbakanı olmuştur…? Tesadüf müdür?
Danıştay’ın iptal kararına rağmen Irak ve Suriye sınırındaki mayınları İsrail’e temizletip, bunun karşılığında 44 yıllığına toprakları İsrail’e kiralamak isteyenler, hiç van minütsüz İsrail ile kıç kıça yaşamaya kalkanlar kimlerdi? İsrail’e gidip, İsrail’e sadakat yemini edenlere, Talep nereden, talimat kimlerden geliyordu?
Ortadoğu’da Yahudi egemenliği bir İlluminati projesidir. Türkiye-Suriye krizinde düğmeye kim bastı?
Akçakale’yi, Kilis ve Reyhanlı’yı Kimler ne için kim için vurdu? Türk uçağını Suriye hava sahasına kim sürdü? Uçak neden düştü?
Konuyu gündemden kim çıkardı? İsrail’i Golon tepelerine kim yerleştirdi. GAP ve Bölgesini, Fırat, Dicle ve Van gölünü İsrail’e kimler peşkeş çekti.
Ortadoğu’da kimlerle dans ediyoruz? Hangi el hem Suriye’yi, hem Türkiye’yi tokatlıyor?
1969 yılında İstanbul’da Beyazıt Meydanı’nda Amerikan 6. Filosunu protesto eylemi yapan gençlik örgütlerine gericiler ve ülkücüler neden saldırmıştır? ABD Filosuna bağlılıklarını ve uğrunda ölmeye hazır olduklarını göstermek amacıyla yüzlerce kişi namaza durmadılar mı. Bunların içerisinde Abdullah Gül, İsmail Karaman, R. Tayyip Erdoğan, Mehmet Ali Şahin ve ne hikmetse Mit’le içli-dışlı ABD bağlantılı terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan da bu grupta yer almıştı.
İrticanın Amerikan sevdası o zamanlar mı başlamıştı? Amerika’nın Türkçülük ve İslamcılıkla alakası neydi? Bu nasıl bir ittifaktı?
Nihal Atsız ile ırkçılık-Turancılık davasından yargılanan kadim dostu Alpaslan Türkeş daha sonra ABD’ne gitmiş ,Amerikan Harp Akademisi’nde okuyup NATO’da görev aldıktan sonra, ABD’nin Özel Harp Dairesini kurmasına göz yummuştur. Nihal Atsız ile de yollarını ayırmıştır. Çünkü o artık Türkçü değil, Türk-İslamcıdır. Bu değişimin nedenini bilen var mı?
Gürcü asıllı Eduard Şevardnadze Sovyetlerde Politbüro üyeliğine kadar yükselmiş bir siyasetçidir. SSCB dışişleri bakanlığını yürüttüğü dönemde Sovyetler Afganistan’dan çekilmiş, ABD ile anlaşmalar yapmış, Doğu Avrupa ülkelerindeki komünist yönetimlerin çöküşünü onaylamıştır. Gorbaçov’un Glasnost ve Perestroyka politikalarını primer olarak uygulayan kişidir.
Gürcistan Devlet Başkanı iken ABD tezgahı “Gül devrimi”ile yerini Saakaşvili’ye bırakmıştır. Şevardnadze bir görevli midir? (İlluminati).
Atatürk’ün alkole bağlı sirozdan öldüğü söylenir. Oysa Atatürk karaciğeri iflas ettirecek kadar yoğun alkol alan birisi değildi. Asıl mesele, sıtma tedavisi için yüksek miktar da kinin yüklenmesi nedeniyle karaciğer hasarı oluşması ve buna bağlı sirozdan ölümdür. Tipik bir malpraktis (yanlış tedavi) söz konusudur. Atatürk mason localarını kapattırmıştı.
Masonlar perde arkasında tehditler savuruyor, planlar yapıyordu. Tedavisini yapan hekimin mason locası üstad-ı azamlarından olduğu doğru mudur? Peki, Atatürk’e otopsi yapılarak ölüm nedeni niçin açığa çıkarılmamıştır? Kimsenin günahını almak istemem ama ben bunu da İlluminati’nin defterine yazıyorum.
ABD’nin 35.devlet başkanı olan John Fitzgerald Kennedy 1963 yılında suikasta kurban gitmiştir. Kennedy İsrail’in nükleer programını desteklemiyordu. Saldırıda MOSSAD’ın parmağı olması ihtimali yüksekti.
Kennedy’nin katili Lee Harvey Oswald’ı bir İsraillinin öldürmesi de tesadüf değildir. Öte yandan Kennedy’nin muhalifi bir Amerikan şahinler grubu vardı. Suikastta MOSSAD, Pentagon, FBI ve CIA ortak çalıştı dersek abartmış olmayız.
Kennedy’nin ölümüyle yerine geçen yardımcısı Lyndon Johnson’ın ilk icraatı da Vietnam savaşına duhul etmesidir. Ne garip değil mi? Dünya sessiz sedasız seyretmekte, tarih ise çok farklı yazılmaktaydı (İlluminati).
İsrail bugün Ortadoğu’da nükleer bir güçtür.
2006 – 2008 yılları arasında beş Aselsan mühendisinin şüpheli ölümü de küresel mafyayı akla getirmektedir. Mühendislerin kritik silah ve uçak teknolojilerinde, özellikle şifre, Yazılım sistemleri ve işletim mekanizmaları konusunda uzman olmaları şüpheleri artırmaktadır.
Silah sanayi illuminatinin temel dokusudur. Üçüncü dünya bu sektörde bağımsız çalışamaz. Türkiye bu ölümleri aydınlatabilecek mi?
İllimunati Nedir? Illuminati (çoğulu Latince: illuminatus, Türkçe: aydınlanmış) tarihteki adıyla Bavyeralı Illuminati, Rönesans döneminde 1 Mayıs 1776′da kurulmuş bir gizli bir cemiyet. Modern İlluminati; beyin ve zihin kontrolü uygulayarak, hükümetleri ve kuruluşları ele geçirerek Yeni Dünya Düzeni’ni sağlamak amacıyla hareket eden, faaliyeti ve varlığı kanıtlanamamış bir örgüttür. Topluluğun kuruluş amacı cehaletle, baskıcılıkla ve kilisenin dogmalarıyla mücadele etmekti. Her ne kadar asıl amaç, aydınlanarak dinsel dogmalardan uzak, hür düşünceyi ve Newtoncu pozitif bilimin önünü açmak idiyse de, gizli siyasi amaçları olduğu öne sürülerek dünya siyaset tarihinin belki de zaman içerisinde üzerine en fazla komplo teorisi üretilmiş topluluk halini almıştır.
Münih’te kurulup,o yörede (Bavyera)hızla gelişen İlluminati’nin üye kayıtları büyük bir gizlilik içinde saklanıyordu. Öyle ki, üyelerin her birinin takma isimleri vardı ve yazışmalarda bunlar kullanılır, üyelerin gerçek isimleri ve kimlikleri asla kullanılmazdı. Örneğin, topluluğun kurucusu Adam Weishaupt’un kod adı Spartacus idi. Illuminati üyeleriyle ilgili bilinen tek şey, tüm üyelerinin Cermen kökenli beyazlardan oluştuğudur. Günümüzde ise 12 adet yöneticisi ve 300′e yakın alt kadrosu bulunduğu, bu grubun içinde tanınmış ünlüler, bankacılar, Siyasiler, tanınmış iş adamları, basın ve medya organizatörleri, Profesörler, cemaat ve Tarikat temsilcileri ve sanatçıların bulunduğu bir yıkım, yok etme, kendilerini Dünyanın tek sahibi olarak gördüğü şeytani kuruluştur.
12 kişi ile kurulan İlluminati topluluğu, gelişmelerini Mason Locası kendilerine uygun üyeler kazanarak sağlamaya çalışmışlar, ilk sene sonunda 80 üyeye çıkmışlardır. Daha önceden 22 Haziran 1784′te tüm Bavyera’da Masonluk ile birlikte İlluminati de, gizli siyasi amaçları olduğu öne sürülerek yasaklanmıştı. Masonluğun, tarih boyunca kendisine yönelen tüm baskı ve yasaklamaların altından hiçbir zarar almadan çıkması gibi yine zararsız çıktığı bu süre Illuminati’ye pek yaramamış ve büyük ölçüde gücünü ve varlığını yitirmişti.
19. Yüzyılın başlarında ünlü Alman filozof Hegel‘in katılımıyla canlanan ve eski parlak günlerine dönen İlluminati, bu yıllarda, üyesi olan Hegel’in tez-antitez kuramlarıyla Yeni Dünya Düzeni düşüncesinin geliştiği bir ütopya topluluğu haline gelmişti. Dünya üzerindeki çeşitli toplulukları etkileyen bu düşüncenin mirasçıları bugün halen çalışmalarını sürdürdüğüne dair komplo teorileri vardır. Bu topluluğa daha sonra İtalya’da ünlü Rönesansçı insanlar girmiş ve Katolik Kilisesi’ne karşı siyasi bir savaş açmıştır. Komplo teorileri bu gücün abartılması na hizmet etmektedir. Mark Dice,David Icke, Texe Marrs, Ryan Burke, Jüri Lina ve Morgan Gricar gibi yazarların belirttiğine göre Bavyera İlluminati, halen faal olan bir örgüttür. Dünyadaki bir çok siyasi, askeri ve ekonomik olayın sorumlusu İluminati örgütüdür. Komplo teorisyenlerine göre bir çok ABD Başkanı, bu örgüte doğrudan veya dolaylı olarak hizmet etmektedir.
[1] Myron Fagan’a göre Waterloo Savaşı, Fransız İhtilali, John F.Kennedy suikastı bu örgütün işidir.
[2]ayrıca Holywood film sektörü bu örgütün elindedir.
Peki İlluminati’nin yöntemleri nelerdir, nelere önem verir bu hasta ruhlu insanlar… Öncelikle semboller ve sayılarla takıntılılar. Yaptıkları tüm icraatlar da bu sayılar ve semboller göze çarpar.
Alıntıdır.
Yorum gönder