Çocuklar uykuya yatmaya direnir, yetişkinler ise bayılır. Neden acaba?
Yarıyıl tatili kapıda, anne babalar, yine çocukları vakitlice yatıp uyusunlar diye didinecek ve bir türlü de anlayamayacaklar: Niye yatmak istemiyor bu çocuklar? Birazcık daha fazla uyuyabilmek için neler vermezdim!
Gerçekten de çocuklar, uyumamak için ellerinden geleni yapar, çoğu yetişkin için ise bunun tam tersi geçerlidir. İlk bakışta, çocukların uykuya direnci ile yetişkinlerin uyuma arzusu, sanki bambaşka nedenlere bağlı imiş gibi görünüyor. Ama aslında her iki durumda da benzer etkenler rol oynar.
Aslında uyku konusunu hafife alamayız. Yetersiz uyku, davranışsal uyku sorunları ve uyku bozukluğu gibi etkenlerle yakın ilgisi var. Ama asıl soru, neden bütün bu etkenlerin yaşamımızın farklı aşamalarında farklılık gösterdiğidir.
Ne kadar uyku yeterli sayılmalı?
Uyku Sağlığı Vakfı’na (Avustralya) göre, on Avustralyalı yetişkinden dördü yeterli uyku uyuyamıyor. İsveç’te yürütülen bir araştırma, çocuklar için de benzer bir orandan söz ediliyor.
Çocuğun gelişmesi için uyku temeldir, çocuğun yaşına bağlı olarak, uyku süresi de değişir. 3-5 yaş arasındaki çocuklar, günde 10 ilâ 13 saat arası uyku uyumalı, buna şekerlemeler de dahil. 6-12 yaş arasındaki çocuklar 9 ilâ 11 saat arası. 18 yaş üzerindeki yetişkinler ise günde 7 ilâ 9 saat arası uyumayı hedeflemeli.
Çocukların uykusunun yetersiz olduğunu saptamak kolay değil. Uykusu gelen çocuk, iletişim kurmakta zorlanabilir. Hatta çocuklar uyku yetersizliği çektiklerini bile fark etmeyebilir. Çocukların uykusunun yetersiz olduğunun bazı belirtileri huysuzlanma, hiperaktivite, okulda başarısızlık ve bedensel gelişmelerinde aksamalardır.
Buna karşılık yetişkinler, uykularının yetersiz olduğunun genellikle farkındadırlar. İçlerinin geçtiğini, gözlerinin kapandığını, dikkatlerini toplamakta zorlandıklarını, bir şeyi hemen hatırlayamadıklarını, uyarılara yanıt vermelerinin daha uzun zaman aldığını belirtirler.
Uzun yıllar içinde biriken uykusuzluk, yetişkinlerde “uyku borcu”na dahi yol açabilir. Bu durum da sürekli uyuklama halini daha da artırır.
Bir şeylerden geri kalma korkusu
Tam da yatma zamanında huysuzlanmak, çocuklar arasında çok yaygındır. Yatağı reddetmek, bir türlü uykuya dalamamak, geceleyin uyanmak, sabahleyin çok erken kalkmak, bütün bunlar çocuklarda görülen uyku problemlerine örnektir.
Bu tür davranışlar, çocuk çok küçükken başlayabilir, ya da taşınma, aile içi sorunlar veya okula başlama gibi önemli yaşam olaylarının ardından baş gösterir. Çocuklar ayrıca bir şeyler kaçıracakları, bir şeylerden geri kalacakları korkusu sonucunda da davranışsal uyku sorunları geliştirebilir. Açıkçası, yetişkinler ayaktayken kendilerinin niye yatması gerektiğini anlayamıyorlar.
Yetişkinlerde düzensiz uyku programı ve uykuya öncelik vermemek, davranışsal uyku bozukluğu belirtileridir.
Uyku rutini
İşe olumlu tarafından bakacak olursak, uykuyla ilgili kurallar koymak çocuklara ve yetişkinlere uyku sorunlarının üstesinden gelme konusunda yardımcı olur.
Çocuklar da yetişkinler de her gün aynı saatte yatmalı ve aşağı yukarı aynı saatte de kalkmalılar. Ayrıca her gece yatmadan önce tutarlı bir biçimde uygulayacakları uykuya yatma rutini geliştirmeli, 30 ilâ 60 dakikalık bu rutin onları uykuya hazırlamalıdır. Özellikle çocuklar için bu daha da önemlidir. Ilık bir banyo yapmak ya da kitap okumak, bu rutinin bir parçası olabilir.
TV seyretmek, sosyal medya kullanmak, video oyunları oynamak ya da fiziksel olarak çok hareket etmek gibi uyarıcı faaliyetlerden kaçınılmalı.
Ayrıca uykuyu davet eden bir yatak odası da işe yarar: karanlık, sessiz ve kucaklayıcı bir ortam. Yatak odasında bilgisayar, telefon ya da TV bulunmamalıdır. Karanlıktan ürken çocuklar için gece ışığı kullanılabilir.
Ve son olarak hem çocuklar hem de yetişkinler, gün esnasındaki kafein tüketimlerini sınırlamalı. Buna enerji içecekleri, soda, çay, kahve de dahil. Eğer olanak varsa açık havada hareket harika bir seçenek oluşturur. Okul öncesi çocuklarda öğlen uykusu normaldir, ama daha büyük çocuklarda ve yetişkinlerde sınırlandırılmalı.
Daha ciddi uyku bozuklukları
Anormal uyku davranışı örnekleri arasında uyurgezerlik, uykuda konuşma, kâbus görme ya da gece terörü (uykuda korku) vardır. Bu davranışlar genellikle yetişkinlerden ziyade çocuklarda daha yaygın görülür, fakat bunun niye böyle olduğunu bilmiyoruz. Çocukların çoğu, büyüdükçe, bunlardan kurtulur.
Anormal uyku davranışlarına genellikle stres, yaşanan travmatik olaylar, uyku kaybı yol açabilir, bazen kalıtsal da olabilir. Yetişkinlerde bunlar daha çok stres, travma, akıl sağlığı hastalıkları ya da Parkinson hastalığı gibi nörodejeneratif bozukluklar sonucunda görülür.
Çok şükür ki bu davranışlar, şayet çok sık görülmüyorsa, strese yol açmıyor ya da yaralanma riski barındırmıyorsa, tedavi gerektirmez. Uyku apnesi de yaygındır. Her ne kadar çocuklarla yetişkinlerde farklı biçimlerde ortaya çıkıyor olsa da, belirtileri arasında horlama, uyku sırasında artan nefes alma çabası, nefes almaya ara verme ve nefes nefese kalma vardır.
Uyku apnesi, uyku kaybına yol açabilir, bu da kişiyi ya uykuya direnmeye ya da çok güçlü bir uyuma isteğine götürür. Kendinizde ya da çocuğunuzda bir uyku bozukluğundan şüpheleniyorsanız, hekiminizle konuşmanızda yarar vardır.
Mercan Bursalı
Kaynak: https://theconversation.com/why-do-kids-hate-going-to-sleep-while-adults-usually-love-it-160703
Yorum gönder