Kuş Kafası Ayarı – Öykü
Zamanın birinde güzel bir orman varmış. Bu ormanda birçok hayvan mutlu mutlu yaşarmış. Kuşlar bu ormanda uçup ötmeyi çok severmiş.
Bir gün ormana büyük bir fırtına gelmiş. Fırtına o kadar güçlüymüş ki ağaçlar bile sallanmış, bazı dallar kırılmış.
Dallardaki kuş yuvasını merak ediyor musun? Fırtınadan sonra bazı yuvalar yere düşmüş bazısı yamulmuş. Yerinde sapasağlam kalan yuvalar da çokmuş.
Bir süre sonra fırtına geçmiiş, gitmiş. Tüm fırtınalar sonunda biter çünkü. Ancak bazı kuşların içindeki korku gitmemiş. Ufacık rüzgar esse, dal birazcık sallansa, filler ormanda koşsa,
-“Eyvah fırtına geliyor.”’ diye korkuyorlarmış.
Ormandaki Bilge Baykuş kuşların kafasının karıştığını görmüş. Tüm ormana haber göndermiş. Kafasının ayarı bozulan kuşları yanına çağırmış.
Haberi duyan küçük kuş hemen baykuşun yanına gitmiş.
Demiş ki:
-“Ben çok korkuyorum. Yüksek sesleri ve her sallantıyı fırtına zannediyorum.”
Baykuş onu dinlemiş, kafasına bakmış.
-“Büyük fırtınadan sonra kafanın ayarı bozulmuş küçük kuş, bu çok normal” demiş ve kanadı ile ayarları düzeltmeye başlamış.
Bir yandan da:
-“Rüzgar ve fırtına farklıdır. Rüzgar her zaman olur. Ben bebekken bile vardı. Filler de bu ormanda güm güm hep koşar. Koşunca fil kıpırtısı olur.”
-“Peki fırtınayı nasıl tanıyacağım demiş” küçük kuş.
-“Fırtınada güm güm diye değil Uvvvvv diye ses çıkar. Rüzgarda dallar, fırtınada ise ağaçlar sallanır.”
-“Ben şimdi kafanın ayarını yapıyorum. Onları ayırt edebileceksin” demiş ve eklemiş:
-“Büyük kuşları dinlemek en iyi fikir. Onlar sana rüzgar mı, fil kıpırtısı mı yoksa fırtına mı olduğunu söyler”
Baykuş kafa ayarını bitirmiş. Kuşun kalbindeki korkuyu da ona komiklik yapıp onu güldürerek küçültmüş. Kuş tam gidecekken aklına bir soru gelmiş:
-“Yuvamda uyuyabilir miyim?”
-“Köstebekler yuvaları kontrol etti, onlar sağlam dediyse, büyükler izin verdiyse uyuyabilirsin. Çünkü artık fırtına gitti sadece küçük rüzgarlar kaldı.” diye yanıtlamış Baykuş.
Küçük kuş mutlulukla Baykuş’un yanından uçmuş. Artık daha rahatmış. Rüzgar esse, fil kıpırtısı duysa farkı anlıyormuş.
Bazen büyüklere bakıyormuş.
Onlar,
-“Fırtına değil merak etme” dediklerinde oyununa güzelce devam ediyormuş.
Yorum gönder