Bitsin bu dava…
Gelecek konuklarını nasıl ağırlayacağını kara kara düşünen Bektaşi’nin gözü, Yahudi olan komşusunun keçilerine takılmış. Keçilerden birini çaktırmadan alıp kesmiş.
Durumu fark eden Yahudi;
-“Kadıya gitsem… Kadı da Bektaşi’de Müslüman, ben Yahudi’yim. Davayı kazanamam. Hadi kazandım, Bektaşi’nin nesi var ki, hakkımı alabileyim!… Biz artık Allah’ın huzurunda hesaplaşırız…” düşüncesi ile şikayetçi olmamış.
Gel zaman git zaman her ikisi de rahmetli olmuş.
Yahudi, ahrette Bektaşi’den davacı olmuş. Mahkeme kurulmuş ve Bektaşi’ye sormuşlar:
-“Sen Yahudi komşundan habersiz keçisini kesmişsin!”
-“Kesmedim”, demiş Bektaşi.
-“Ben gözlerimle gördüm” demiş, Yahudi.
Bektaşi,
-“Bir mahkemede bir adam hem şahit, hem davacı olamaz.” Diye itiraz etmiş.
-“Haklısın ama, günahların arasında keçiyi kestiğinde yazılı”, demişler.
Bektaşi bu kez,
-“Mahkeme hakimi aynı zamanda şahitlik yapamaz.” Diye itiraz etmiş.
-“Gene haklısın; o zaman getirin keçiyi ona soralım…” demişler.
Bektaşi son bir çaba ile çözüm yolu önermiş:
-“Ne!… Keçi burada mı?… Verin keçiyi o zaman bu Yahudi’ye… Bitsin bu dava!”
Yorum gönder