Alfred Adler‘in İnsan Psikolojisi Üzerine Düşünceleri
Alfred Adler psikoloji biliminin en önemli isimlerinden biri şüphesiz. Bireysel Psikoloji’nin kurucusu olan Alfred Adler, Derinlik Psikolojisinin de Sigmund Freud ve Carl Gustav Jung ile birlikte üç büyük kurucusundan biri. Alfred Adler 7 Şubat 1870 ‘te Avusturya ‘da doğdu. Sigmund Freud ‘un öğrencisi olan Alfred Adler, birlikte bir çok çalışmalar yaptıktan sonra, kendi ekolü üzerinden devam etti. İnsan psikolojisi üzerinde özellikle aşağılık kompleksinin etkisini vurguladı. Bireysel psikoloji ekolü için bir çok kitap yazdı ve bu Alfred Adler Kitaplarında insan karakteri ve psikolojisi üzerine oldukça faydalı tespitlerde bulundu. Alfred Adler sözleri bu tespitleri içeren cümleler.
“İyi bir ruh bilimcisi olan Dostoyevski şöyle der: Bir insanın karakterini can sıkıcı psikolojik çözümlemelerden çok, gülüşünden anlamak mümkündür.”
“Bir insanın değeri, toplumsal iş bölümünde üzerine düşen yeri ne ölçüde doldurduğuna bakılarak belirlenir.”
“Bir insanın değeri, toplumsal iş bölümünde üzerine düşen yeri ne ölçüde doldurduğuna bakılarak belirlenir.”
“Tırnak kemirme ve burun karıştırma gibi dikkat çeken kötü alışkanlıklara sahip insanlar, ilgili davranışlarıyla inatçı kimseler olduklarını ele verdiklerini bilmezler.”
“Başkalarının yaşamına katkıda bulunma şeklinde en ufak bir niyet taşımaksızın kişiliğimizi bir boşluk içinde geliştirmemiz gerektiğini düşünürsek yalnızca emir vermekle yetinen antipatik biri oluruz.”
“Kendini tanıma, mutluluğun ilk kanunudur.”
“Kendini tanıma, mutluluğun ilk kanunudur.”
“Bazı çocuklar aşırı derecede huysuzluğu kaçarak dikkati üzerlerine çekmek isterken, daha çok ya da daha az kurnaz kimileri aşırı derecede uslu davranarak aynı amaca varmaya çalışırlar.”
“Bir insanın devinimlerinin yöneldiği amaç, o insanın çocukken dış dünyadan aldığı izlenimlerin etkisi altında gelişip ortaya çıkar.”
“Bazen insanlar, kendini beğenmişlik ya da kibir sözcüğü yerine kulağa daha hoş gelen hırs sözcüğünü kullanarak kendilerini biraz temize çıkarmaya çalışırlar.”
“Çocuğun aile çevresindeki bir kişiye göstereceği aşırı sevginin hiçbir zaman gözden kaçırılmaması gerekir.”
“Üstünlük kompleksinin temelinde, her zaman bir aşağılık kompleksi yatar.”
“Üstünlük kompleksinin temelinde, her zaman bir aşağılık kompleksi yatar.”
“Erkek eşinin aynı zamanda arkadaşı olmalı, eşinin yaşamını kolaylaştırmaya ve zenginleştirmeye çalışmalı, eşinin gönlünü hoş etmekten kıvanç duymalıdır.”
“Bütün oyunlarda gelecek için hazırlık özelliği açığa vurur kendini. Örneğin çocuğun oyun karşısındaki tutumunda, oynayacağı oyunun seçiminde ve ona verdiği önemde bu durumu gözlemleyebiliriz.”
“Erkek ve kadın birlikte yaşadıklarında, birbirlerine boyun eğmedikleri arkadaşça bir iş bölümü içinde yaşamalıdırlar.”
“Hayatta birçok kötü olayla karşılaşmış güçsüz çocukların hayal gücü üstün düzeydedir; böylesi çocuklar, düş kurup dururlar hep.”
“Evlilik diğer insana ilgi duymayı ve kendini onun yerine koyabilme yeteneğine gereksinim duyar.”
“Hayatın tek tek olayları bakımından sıklıkla gözlemlediğimiz bir şey var ki, o da bazı kimselerin yaşam konusunda kendilerinde var olan yeteneklerden haberlerinin bulunmayışı ve ilgili yetenekleri küçümsemeleridir.”
“Hayatta kadınların nasıl ikinci derecede rol oynamakla yükümlü kılındığını gören bir kızın cesaretini yitirip, kendisini bekleyen işlere pek istenildiği gibi el atamayacağı, yaşamın karşısına çıkaracağı ödevlerden korkup soluğu kaçmakta alacağı doğal, bunun da kendisini ise yaramaz bir duruma sokacağı kuşkusuzdur.”
“Her isteyiş, bir yetersizlik duygusuyla ilgilidir, insanda bir doyum, bir hoşnutluk, bir yeterlilik sağlama eğilim ve dürtüsünün doğmasına yol açar.”
“İhmâl, toplumsallık duygusunun bir eksiğidir.”
“İhmâl, toplumsallık duygusunun bir eksiğidir.”
“Kendine güvenmek bir cevherdir. İnsanın çevresini de aydınlatır. Kendilerine güvenmeyenlerin başkalarına da güvenmediği iyi bilinir.”
“Yalnızca kötü olanı görmek ve suçlamak yetmez. İnsan kendine şu soruyu sormalıdır; bütün bunların düzelmesi için ben ne yaptım?”
“İki kişinin aynı şeyi yapması, aynı şey değildir; ama aynı şeyi yapmasalar da, yaptıkları aynı şey olabilir.”
“İnsan iradesi özgür değildir. İşin doğrusu, bir amaca bağlanır bağlanmaz insan iradesi özgürlüğünü yitirecektir.”
“İnsan ancak içerisinde bulunduğu yaşam şartlarını kabul ettiği zaman mutluluğa ulaşabilir.”
“Dikkatin uyanmasında en önemli etmen dünyaya yönelik gerçek ve köklü bir ilgidir. İlgi dikkatten çok daha derinlere gider. Eğer ilgiliysek dikkat de edeceğimiz açıktır; ilginin olduğu yerde eğitimcinin dikkat için kaygılanması gerekmez.”
“Kadınla erkek arasındaki uzlaşma ve dengenin karakteristik özelliği arkadaşlıktır. Kadın ve erkek arasındaki ilişkide karşı tarafı boyunduruk altına almak, tıpkı ulusların yaşamındaki gibi katlanılmaz nitelik taşır.”
“Örneğin moral gücünü yitirmiş pısırık bir ortamda büyüyen çocuklarda böyle bir durumla karşılaşırız; çevrenin aşırı kötümserliği kolaylıkla çevreden çocuğa geçer.”
“Ruhsal ilişkiler örgüsünden koparılıp alınmış bir tek ruhsal olaya dayanılarak insanı tanımak gibi bir işe kalkışılamaz.”
“Kendilerini ezik durumda hissedenlerin yaşamın küçük bir kesitinden dışarı çıkamayanlar arasında yer alacağını, hayattan biraz yüz çevirmiş kişilerin yaşamın sorunlarını, yasama gereği gibi ayak uyduranlar kadar açık seçik göremeyeceğini söyleyebiliriz.”
“Böcek korkusu çocukta yoktur, onu çevresindeki insanlardan öğrenir. Çevrenin aşırı kötümserliği kolaylıkla çevreden çocuğa geçer.”
“Kendini beğenmişler kendini beğenmişliklerine doyum sağlamaktan alıkonuldu mu, hiç değilse başkalarına üzüntü vermek, acı çektirmek isterler.”
“Oyun oynamaktan kaçan çocukların ruhsal gelişimlerinde her zaman bir aksaklık söz konusudur.”
“Özetlersek diyebiliriz ki, düş, düşü görenin kafasının bir sorunla meşgul olduğunu, ayrıca bu sorun karşısında ne gibi bir tutum takındığını ortaya koyar. Düşte düşü görenin çevresine karşı tutumunu etkileyen toplumsallık duygusu ve güçlülük eğilimi gibi iki etken özellikle rol oynar, en azından bunların düşte hafiften izlerini ele geçirmek mümkündür.”
“Sanrı, ruhsal berilimin alabildiğine büyük boyutlara ulaştığı, insanın amacından itilip uzaklaştırılacağı korkusuna kapıldığı durumlarda ortaya çıkmaktadır.”
“Bir insanı anlamak istediğiniz zaman, kendisi hakkında konuşmaya başladığı zaman kulaklarınızı kapatın, onu dinlemek yerine nasıl davrandığını, nasıl hareket ettiğini izleyin.”
“Unutkan insanlar öyle kişilerdir ki, açıkça başkaldırmaya pek yanaşmaz, ama unutkan davranışlarıyla ödevlerine karşı yeteri kadar ilgi duymadıklarını ele verirler.”
“Yıkayıp temizleme hastalığı ‘na kadınlarda alabildiğine sık rastlanır. Böyle davrananların tümü de kadınlık rolünü üstlenmeye karşı koyanlardır; ilgili davranışlarıyla kendilerini bir tür mükemmelliğe kavuşmuş görür, her gün kendileri gibi sık sık temizliğe başvurmayan kadınlara tepeden bakarlar.”
“Bir insanın ideal davranışı belirli bir ölçüyü aşıp da, iyi kalpliliği ve insancıllığı göze batar bir boyut kazandı mı, durumdan kuşku duymanın yeridir.”
“Bir başkasını etkilemenin en iyi yolu, o kişiyi hak ve çıkarlarını garanti altına alınmış hissedeceği bir ruh durumuna sokmaktır.”
Hata yapmaktan korkmayın, çünkü yaşamayı öğrenmenin başka yolu yoktur.
www.bilimsanatyolu.com
Yorum gönder