1957’de keşfedildi, gizemi bunca yıldır çözülemedi!
Çölün ortasındaki taşların üzerine kazınmış yuvarlaklar, gemiler… Ne yapanların kim olduğu belli ne de yapılma zamanı… Ancak uzmanlar bu oymaların hem önemli hem de benzersiz olduğu konusunda hemfikir. İşte ayrıntılar…
Bazıları yumuşak kayaların üzerinde güneşlenen böceklere benziyor. Bazıları ise çok eski bir masa oyununu andırıyor. Tabii bir de tamamen kafa karıştırıcı olanlar var.
Burası Katar’ın kuzeydoğusunda, ıssız bir çölün ortasında, etrafı kum tepeleriyle çevrili halde bulunan Al Jassasiya… Burada kayaların üzerine kazınmış olan gizemli semboller yıllardır insanlığın merakına konu oluyor. Dünyanın en ilginç yerlerinden biri olan Al Jassasiya aynı zamanda Katar’ın en büyük ve en önemli kaya sanatı merkezi olarak kabul ediliyor.
Al Jassasiya’da bulunan büyük kalker kayalarının üzerine kazınmış çeşit çeşit simgeler bulunuyor. Asırlar önce Al Jassasiya’da yaşamış olan insanların bu alçak kayaları birer tuval olarak kullanıp çevrelerinde gördükleri sembolleri, motifleri ve nesneleri bu kayaların üzerine ‘resmettiği’ düşünülüyor.
“BENZERSİZ ESERLER”
Arkeologlar Al Jassasiya’da bugüne kadar toplam 900 civarında kaya oyması ya da teknik adıyla petroglif buldu. Bunların çoğu yan yana ya da çiçek şeklinde dizilmiş yuvarlak oyuklar. Ancak aralarında denize açılmış yelkenli gemiler gibi daha karmaşık nesneleri yansıtanlar da var. Petrogliflerin çoğu kuşbakışı perspektifle yapılmış ancak lineer profilden oyulmuş olanları da bulunuyor.
Katar Müzeleri’nde kazılar kazı alanlarından sorumlu direktör olarak görev yapan Ferhan Sakal, CNN International’a yaptığı açıklamada, kuşbakışı çizilmiş yelkenli gemileri kastederek, “Kaya Sanatı Arap Yarımadası’nda oldukça yaygın olsa da Al Jassasiya’daki bazı oymalar benzersiz ve başka hiçbir yerde bulunamayan türden eserler” dedi.
Sakal, “Bu oymalar, sanatçıların yaratıcılığının ve gözlem becerilerinin çok üst düzey olduğunu gösteriyor. Üstelik dhow’ları (geleneksel gemileri) yukarıdan göremediklerini de göz önünde bulundurursak, soyut düşünmede de iyi olduklarını anlıyoruz” diye konuştu.
1957’DE KEŞFEDİLDİ
Katar’da özellikle 12 petroglif alanı öne çıkıyor. Bunların çoğunluğu deniz kıyılarında bulunuyor. Ancak başkent Doha’nın ünlü kordonu Corniche’i tepeden gören Al Bidda Parkı’nda da oymalar bulunuyor.
Başkentin yaklaşık 1 saat kuzeyinde, Al Huwaila Limanı’nın yakınlarında bulunan Al Jassasiya, 1957 yılında keşfedildi. Arkeolog Holger Kapel ve oğlu Hns Kapel’in liderlik ettiği bir Danimarkalı arkeologlar topluluğu, 1973’ün sonları ile 1974’ün başlarını kapsayan 6 haftalık kazıda bütün alanı fotoğraflar ve çizimler yardımıyla kayıt altına alıp katalogladı.
Kayıt altına alınan figürlerin ve kompozisyonların üçte birinden fazlasını farklı konfigürasyonlar, şekiller ve büyüklüklerde oyulmuş olan ve “bardak izi” olarak adlandırılan yuvarlaklar oluşturuyor.
MANCALA OYNAMAK İÇİN OYULMUŞ OLABİLİR Mİ?
En yaygın desen yan yana yedişerli iki sıra halinde dizilmiş 14 yuvarlaktan oluşuyor. Bu yuvarlakların çok eski çağlardan bu yana popüler bir strateji ve zekâ oyunu olan mancala oynamak için oyulduğunu düşünenler var. İki kişilik bir oyun olan mancalada oyuncular kuyu adı verilen küçük deliklere dağıtılan taşları en fazla sayıda toplayıp rakibini alt etmeye çalışıyor.
Bu teoriye karşı çıkanlar ise Al Jassasiya’daki oyukların içine taş sığmayacak kadar küçük olduğuna dikkat çekiyor. Bazı oyukların içine atılan taşları tutamayacak kadar eğimli kayalar üzerinde bulunması da bu teoriyi zayıflatıyor.
Öte yandan bu yuvarlakların bir şekilde fal bakmak, incileri ayırıp depolamak ya da zamanı ve gelgit dönemlerini hesaplamak için kullanıldığını öne sürenler de var. Peki bu teorilerin hangisi doğru?
NE YAPAN BELLİ NE DE YAPILDIĞI DÖNEM BELLİ
Mancala teorisini desteklemediğini belirten Sakal, “Bu soruya yanıt vermek oldukça güç. Al Jassasiya’da kullanılan motiflere dair doğrudan ipuçlarımız bulunmuyor. Bence bir ritüel anlamları ve fonksiyonları olabilir. Bu ritüel de çok eski olduğu için etnografik olarak açıklanamayabilir” dedi.
Bununla birlikte oymaların ne kadar eski olduğunun da bilinmediğini söyleyen Sakal, petrogliflerin hatta genel olarak kaya sanatının tarihlendirilmesinin çok zor olduğunu vurguladı ve ekledi:
“Neolitik döneme ait olduklarını söyleyen teoriler de var İslami döneme ait olduklarını söyleyen teoriler de var. Şahsen ben tüm oymaların aynı dönemde yapılmadığını düşünüyorum.”
10 yıl önce yapılan bir bilimsel araştırmada, Al Jassasiya’daki 9 farklı petroglifin birkaç yüz yıldan daha eski olamayacağına dair deliller elde edilmişti. Ancak araştırmacılar daha fazla çalışma yapılması gerektiğine vurgu yapmış ve kalker kayalarına oyulmuş eserleri tarihlendirmek için özel teknikler geliştirilmesi gerektiğini belirtmişti.
ÖZELLİKLE GEMİLER ÇOK ÇARPICI
Uzmanlar Al Jassasiya’daki petrogliflerin ne zaman ve kimler tarafından yaratıldığı üzerinde uzlaşamıyor belki ancak herkes en sıra dışı ve büyüleyici oymaların yukarıda bahsettiğimiz gemi kabartmaları olduğunda hemfikir.
Bu eserler aynı zamanda asırlar boyunca Katar’ın en önemli geçim kaynakları olan balıkçılık ve inci avcılığı kapsamında kullanılan teknelerin çeşitli özelliklerine dair önemli birer bilgi kaynağı.
Kuşbakışı gördüğümüz teknelerin çoğu balık şeklinde. Sivri bir metal araçla kayaya oyulmuş olan teknelerin arka taraflarında sivri çıkıntılar, yanlarında sıra sıra kürekler dikkat çekiyor. Gemilerin üzerindeki bir yandan bir yana uzanan kaburgalar ve delikler, muhtemelen yelken direklerinin ve oturak tahtalarının yerlerini gösteriyor.
Bazı örneklerde geminin arkasından çıkan bir halatın ucunda ya Araplara özgü bir çıpa (iki deliği olan üçgen şeklinde bir taş) ya da bölgede ilk olarak 7 asır önce kullanılan Avrupalılara özgü bir çıpa (iki kıvrık kolu ve delikli bir ucu olan uzun demir çubuk) dikkat çekiyor.
NEDEN BURADA DAHA FAZLA OLDUĞU DA BİLİNMİYOR
“Hidden in the Sands: Uncovering Qatar’s Past” (Kumlarda Saklanmış: Katar’ın Geçmişini Ortaya Çıkarmak) isimli kitapta yazarlar Frances Gillespie ve Faisal Abdulla Al Naimi, “Bazı gemilerde kürekler, hareket halindeyken olması gerektiği şekilde paralel değil, farklı yönlere uzanıyor. Bu görüntü ancak gemilerin inci avcılığı yapılan bölgelerde demirlenmesi halinde oluşabilirdi. Çünkü böyle zamanlarda kürekler toplanmıyor, dalgıçların sudan çıktıklarında tutunup dinlenebilmeleri için oldukları yerde bırakılıyordu” ifadelerini kullanıyor.
Uzmanlar, Al Jassasiya’da Katar’daki diğer denize yakın petroglif bölgelerine kıyasla daha fazla gemi oyması bulunmasının nedeni konusunda net bir şey söyleyemiyor. Gillespie ve Al Naimi’nin kitabında, “Gemiler eski insanların inançlarında önemli bir role sahipti. İnsanlar gemileri bu dünyadan öbür dünyaya geçişin sembolik bir aracı olarak görüyordu” detayının altı çiziliyor ve şu ifadelere yer veriliyor:
“Hem Babilliler hem de Antik Mısırlılar, ölülerin öbür dünyaya bir gemiyle ulaştığına inanırdı. Yunan mitlerinde kayıkçı Haron, ölülerin ruhlarını Stiks nehrinin karşı yakasına taşırdı. En eski gemi oymalarının, kökleri tarih öncesi dönemlere uzanan bir toplumsal hafızayı yansıtıyor olması mümkün.”
CNN Travel’ın “The mysterious symbols found carved in Qatar’s desert” başlıklı haberinden derlenmiştir.
Kaynak: https://www.hurriyet.com.tr/seyahat
www.bilimsanatyolu.com
Yorum gönder