İstişare demokrasisi..! Muhsin YAZICI
“İstişare” genelde muhafazakâr, tutucu siyasal düşüncelerin egemen olduğu örgütlenmelerde ve cemaat tipi yapılanmalarda çok yaygın bir iletişim ve karar verme biçimi olarak kullanılmakta.
“İstişare” ve “biat” aslında birbirini tamamlayan iki kavram. Liderin aldığı kararı çevresine, içinde bulunduğu oluşuma kabul ettirme biçimi de diyebiliriz.
Özgür bir tartışmanın olması asla söz konusu değildir. Liderin belirlediği çerçevenin dışına asla çıkılamaz. Çıkanlar genellikle sürüden ayrılmış olarak görülürler. Liderin sonunda varacağı karara mutlak bağlılık söz konusudur.
***
Kûfe’den bir Arap, devesiyle Şam’a gelir. Şam sokaklarında dolaşırken biri ona yaklaşıp:
– “O dişi deveyi bana ver” gibi tuhaf bir istekte bulunur. Tartışma büyür ve Kûfe’den gelen adam;
– “Bu deve benimdir, üstelik dişi değil erkektir” dese de bir türlü anlaşamazlar ve sorun Muaviye’ye yansır.
Halk meydanda toplanmıştır. Muaviye, Kûfe’den gelen yabancı ile onun devesine sahip çıkan Şamlıyı dinledikten sonra kararını açıklar;
– “Bu dişi deve Şamlı’nındır !”
Sonra meydanı dolduran kalabalığa dönüp sorar;
– “Ey ahali, bu dişi deve kimindir?”
Kalabalık hep birlikte bağırır:
– “Şamlı’nındır!” (Bugünün havuz medyası gibi)
Gördükleri karşısında şaşkınlıktan ağzı açık kalan Kûfeli, haksızca elinden alınan devesinin ardından bakarken, Muaviye onu yanına çağırır:
– Ey Kûfeli dinle! Sen de ben de biliyoruz ki bu deve senindir ve dişi değil, erkektir.
Ama sen Kûfe’ye dönünce gördüklerini Ali’ye anlat ve de ki:
– “Ey Ali, Muaviye’nin dişi deveyi erkekten ayırt edemeyen, o ne derse evet diyen 10 bin adamı var ! Ayağını denk al !”
***
Biat ordusuna sahip liderlerden korkun !
“İstişare” demokrasisinin yarattığı siyasal örgütlenme biçimi; Muaviye gibi bugün meydan okumakta…
Basın, polis, YÖK bizim denetimimizde, orduyu da bir şekilde hizaya soktuk; yargı da ufak tefek sorunlar kalsa da kontrol altına aldık…
Artık erkek deveye dişi deve demenin zamanı geldi demeye başladılar…
Gezi direnişinde, hayır bu deve dişi değil erkektir; deve Şamlı’nın değil Kûfeli’nindir denmesine rağmen büyük bir hışımla halkın üzerine gittiler…
Ve zorla bu deve dişidir ve Şamlı’nındır dediler ve hala demeye devam ediyorlar…
Bana biat eden binlerce polis ve askerim var ayağınızı denk alın deniyor…
“İstişare” demokrasisine uyarak kısa bir süre önce 1. Olağanüstü Kurultay toplantısı yapıldı. İstişareler sonucu liderin verdiği karara sonuna kadar biat edildi…
Ne bir ikinci aday çıkabildi, ne de 1500’e yakın delegeden birisi çıkıp tek farklı bir eleştiri yapabildi…
“İstişare” kültürünün olduğu yerde bağımsız bireylerin oluşturduğu bir siyasal yapılanmadan ziyade, cemaat tipi yapılanmanın gerçekleştiği bir yapı söz konusudur.
Ve bir kişinin, bir örgüte, yapılanmaya egemen olmaya başlamışsa bu bize bir öyküyü anımsatmakta…
Sirakuza Kralı Dionysos, iktidarın kral olmanın çok rahat ve güzel olduğunu savunan Demokles’e ders vermek için onu yemeğe davet eder. İnce bir sicimle tavana bağlanmış ağır bir kılıcın altındaki koltuğa oturtur ve ona iktidarın aslında ne kadar zor olduğunu gösterir. Öyküsü böyle olsa da “Demokles’in kılıcı” deyimi günümüzde “Önemli makamlara yönelik potansiyel tehditleri” vurgulamak için de kullanılır.
Bugün liderin kılıcı en üstten Demokles’in kılıcı bir saat sarkacı gibi sallanmakta. Kimi, ne zaman ve nerede keseceği belli değildir…
Bu deve dişidir ve Şamlı’nındır demeye şimdilik devam ediyoruz…
Muhsin YAZICI – 04.10.2024
Yorum gönder