Günün öyküsü: Kral ve İsteği
Bir varmış bir yokmuş, vaktiyle yeşillikler arasında güzel mi güzel bir ülke varmış. Bu ülke çok da akıllı olmayan bir kral tarafından yönetiliyormuş. Daima kendi çıkarlarını halkın çıkarlarından önde tutan kral olmadık isteklerde bulunur, bu isteklerinin ülkesini ve halkını sokacağı durumu pek de düşünmezmiş.
Bir gün bu kralın en büyük derdi ayağının altındaki sert zemin oluvermiş. Kral ayağını acıtan sert zemine çözüm olarak tüm krallığın zemininin sığır derisiyle kaplanması çözümünü bulmuş ve emretmiş:
-“Derhal tüm krallığın zeminini sığır derisiyle kaplayın!”
Bir kişi dışında herkes bu tuhaf istek nasıl gerçek olacak diye kafa yormuş, etrafındakiler kara kara isteğin yerine getirilmesinin yollarını aramaya başlamışlar.
Bir tek o bu fikrin çok saçma olduğunu söylemiş, bir tek o kahkahalarla gülmüş bu fikre. O aslında bilge bir adam olan sarayın soytarısıymış.
Soytarı sürekli,
-“Kralın bu fikri çok komik” deyip gülüyormuş.
Eeeee tabii bu sözlerin ve gülmelerin kralın kulağına gitmesi çok uzun sürmemiş. Kral soytarıyı yanına çağırıp ona şöyle demiş:
“Arkamdan küstahça ettiğin sözleri biliyorum. Ya bana daha iyi bir seçenek sunarsın, ya da kellen gidecek.”
Soytarı bir an bile duraksamadan yanıtını vermiş:
-“Kralım, öncelikle hangi açıdan baktığınızın farkında mısınız?
Bu küstah girizgah kralı bir parça daha sinirlendirse de, soytarının devamında ne diyeceğini iyice merak etmiş.
Kaşlarını çatarak:
-“Konuş, çözümünü söyle!” diye buyurmuş.
Soytarı devam etmiş:
-“Tüm ülkenin zeminini sığır derisiyle kaplayacağınıza sadece küçük bir parça sığır derisini kesip kendi ayağınızı kaplayın” demiş.
Bir anda zihninde netlik sağlayan kral bu fikri çok sevmiş. Hatta rivayet o ki, ayakkabılar da böyle doğmuş.
Bu durumda; tüm dünyayı sığır derisiyle kaplamaya gerek yok. Sadece ayağını kaplayan tüm dünyayı kaplamış olur.
Bilgeliğin de başlangıcı bu değil midir?
www.bilimsanatyolu.com
Yorum gönder